Şikayetçi üçüncü kişi takipte taraf olmadığı gibi, İİK'nun 134/2. maddesinde kişilerden de olmadığından ihalenin feshini talep edemeyeceği, bu durumda, mahkemece, şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle işin esasına girilmeden istemin reddi gerekeceği-
İhalenin ilan edilen günde ve saatlerde başlayıp bitirilmesi gerektiği-
Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçilerin ihalenin feshini istemekte hukuki yararlarının bulunmadığı, mahkemece ihalenin feshi isteminin belirtilen nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenmesinin doğru olmadığı, İİK'nun 134/2. maddesinin son cümlesinde, işin esasına girilmemesi halinde para cezasına hükmolunamayacağı öngörüldüğünden, somut olayda ise işin esasına girilemeyeceğinden, şikayetçiler aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İhalenin, kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği, bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararının bulunduğu, İİK'nun 134/2. maddesinin, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddesinde düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde, her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlediği, ihaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda, ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği, kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşıldığından, borçlunun taşınmazın değerinin düşük olduğunu da şikayetinde ileri sürmediği gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesinin yerinde olmadığı-
İhalenin feshinin, ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebileceği-
İhale sırasında yapılan fiyat artırımlarının, tellal tarafından yüksek sesle ilan edileceğine dair İcra ve İflâs Kanunu'nda bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmakla bu gerekçe ile ihalenin feshinin doğru olmadığı- Mahkemece, davacının, ihale tutanağında son olarak 30.000 TL pey ileri sürdüğü yazılmasına rağmen, daha fazla miktarda pey ileri sürdüğü iddiası ile ilgili olarak ihale tutanağında imzası bulunan yazı işleri müdürünün de tanık sıfatı ile dinlenerek diğer delillerle birlikte değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
"İhalenin feshine yönelik istemin reddi kararı” şikayetçi borçlunun temyiz talebinin reddi nedeniyle kesinleşmiş olduğundan, taraflar arasında ihalenin geçerli olduğu hususunda çekişme kalmamış olduğu- Özel Dairece verilen “borçlu aleyhine yüzde 10 para cezasına hükmedilmesi gerektiği” yönündeki bozma kararıyla sınırlı kalan uyuşmazlıkta, yerel Mahkeme tarafından da “borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına” ilişkin direnme kararı verildiğine göre, temyiz isteminin reddedilmesiyle kesinleşerek uyuşmazlık konusu olmaktan çıkan ihalenin feshi istemi ile borçlunun lehine olan bir hüküm hakkında temyiz yoluna başvurulmasında hukuki yarardan söz edilemeyeceği-
İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçi, icra takibinde alacaklı ya da borçlu olmadığı ve pey sürmek suretiyle ihaleye de iştirak etmediği gibi, tapudaki ilgililerden de olmadığından, bu nedenle adı geçen ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı, mahkemece; şikayetçinin isteminin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-