Mahkemece, ihale konusu menkullerin, arsanın ve/veya üzerindeki yapının, mütemmim cüz’ü (bütünleyici parçası) niteliğinde olup olmadıklarının tespiti açısından, cevap dilekçesinde öne sürülen savunma kapsamında araştırma yapılıp, bu araştırmalar ve dosyada bulunan diğer deliller göz önüne alınarak “çelik yapılar alanında uzman bir inşaat mühendisi”, “çelik yapılar ve aksamları alanında uzman bir makine mühendisi” ile “eşya hukuku alanında öğretim üyesi”nden oluşan bir heyet ile keşif yapılıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle, ihale konusu menkullerin niteliklerinin ve dolayısıyla şikayetçi 3. kişi ile ilişkilerinin belirlenerek, ihalenin feshi istemi hakkında da karar verilmesi gerekeceği-
Kendisine tebligat yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği, tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği ve İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı- Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekeceği- Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebileceği- Muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden” yapılan tebligat işlemi geçersiz olduğu- İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği ve borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi dairenin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Mahkemece, tefhim edilen kısa kararda, “Davacının ihale bedelinin %10'u olan 112.610,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına” karar verildiği, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise, “Her iki davacının ayrı ayrı ihale bedelinin %10'u olan 112.610,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına” hükmedildiği, dolayısıyla, duruşmada tefhim edilen hükümde, para cezasının muhatabının, asıl davanın şikayetçisi mi yoksa birleşen davanın şikayetçisi mi olduğu belirtilmediği halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında, her iki şikayetçi hakkında ayrı ayrı para cezasına hükmedilerek çelişki meydana getirilmesinin, HMK'nun 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiği-
Alacaklı tarafından şikayete konu edilen ihale bedelinin tarafına ödenmesi talebi hususunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesinin HMK’nun 297. maddesine aykırılık oluşturduğu-
Satış masrafları ihaleye çıkarılan iki taşınmaz için eşit bölündüğünde ihale bedellerinin, taşınmazların tahmini değerinin %50'sine, satış masraflarının eklenmesiyle oluşan miktarı karşıladığı anlaşıldığından ihalenin feshi isteminin reddi gerektiği-
Borçlu şirkete yapılan satış ilanına ilişkin tebligat; "şirkette daimi çalıştığını beyan eden görünüş itibariyle reşit ve ehliyetli olan sekreter .........'a tebliğ edildi" şerhi ile 07.12.2015 tarihinde tebliğ edilmişse de, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin çalışana tebliğ yapıldığı, 27.07.2015 tarihli imza sirkülerine göre de sekreterin borçlu şirket temsilcisi olmadığı anlaşılmakla, anılan tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu- Satış ilanı tebliği, Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olarak yapıldığından ve dolayısıyla satış ilanı tebliği zorunluluğu bu hali ile yerine getirilmediğinden, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Satış bedelinin, muhammen bedelin yüzde yüzüne eşit veya üzerinde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı- Şikayetçilerin ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhlerine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlunun konutta bulunup bulunmadığı tesbit ve tevsik edilmeksizin, doğrudan aynı konutta bulunan eşine yapılan tebligatın, Yasa ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu-
İhalenin feshi davalarında davayı kabulün sonuç doğurması için, borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerektiği-
Borçlu adına gönderilen satış ilanının; "Adresin kapalı olması sebebiyle komşusu soruldu. Muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğini sözlü beyan etmiş olup imza atmaktan kaçınmıştır. Tebliğ evrakı Cumhuriyet mahallesi muhtarına teslim edilerek 2 no'lu haber kağıdı kapısına yapıştırılmış olup durumdan isim ve imza vermeyen yan komşusu haberdar edilmiştir. 02.11.2015" şerhiyle, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre tebliğe çalışıldığı, ancak tebliğ evrakında, bilgisine başvurulan ve haber verilen komşuların isimleri tesbit ve tevsik edilmeden tebliğ işleminin yapıldığı anlaşıldığından, yapılan tebligatın, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan usulsüz olduğu-