Dava konusu taşınmazın muhammen bedelinin 534.375 TL, ihale bedelinin ise 280.050 TL olduğu, bu parsel yönünden istemin usulden reddini gerektirir bir hal bulunmadığı, mahkemece de işin esası incelenerek, istemin esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla, davacıların, dava konusu taşınmazın ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesi gerekeceği-
Satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmayacağı-
İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği, kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesinin mümkün olduğu, bu olanağı kullanmayanların, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemeyeceği- Borçlu kendisine yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin bir iddianın ileri sürmediğinden, KDV oranının satış ilanında %18 olarak gösterildiğini satış ilanı tebliği ile öğrendiği halde, bu tarihten itibaren İİK'nun 16. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet konusu yapmadığından, borçlunun aynı nedene dayanarak ihalenin feshini talep edemeyeceği- KDV oranında işlem tarihi itibari ile fiili durum dikkate alınacağından, fiilen ofis olarak kullanıldığı tespir edilen taşınmazın, KDV oranının satış ilanında %18 olarak belirtilmesinde usulsüzlük bulunmadığı-
Satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
İflasın açılmasından önce ihale yapılmış olduğundan, ihale alıcıları yapılan ihale ile taşınmazların mülkiyetini kazanmış olup ortada borçluya ait bir taşınmaz bulunmadığından ve başkaca fesih sebebi de olmadığı gözetilerek şikayetçinin ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçluların kıymet takdiri tebliğ işleminden daha önce haberdar olduklarına ilişkin bir bilgi ve belge de bulunmadığına göre, kıymet takdirine itirazlarının süresinde olduğu, dolayısıyla, icra mahkemesince, kıymet takdirine ilişkin itirazın süre aşımı nedeniyle reddinin doğru olmadığı, o halde mahkemece, borçluların kıymet takdirine itirazları, konusunda uzman bilirkişiler marifeti ile mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle incelenerek, anılan taşınmazların satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle tespit edilecek değerlerinin, ihalede esas alınan muhammen bedellerin üzerinde olması halinde, ihalenin feshine, muhammen bedellerin altında olması halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazları ihalede satın alan kişinin takipte borçlu sıfatının olduğu, borçlu kendisinin borçlu olduğu dosyada ihaleye katılamayacağından, ihalenin bu nedenle feshi gerekeceği-
Takip iptal edilse dahi, ihalenin yasal koşullara uygun olarak yapılmış ise geçerli olduğu-
Satış bedellerinin taşınmazların muhammen bedellerinin üzerinde olduğu anlaşıldığından, borçlu tarafından, süresi içerisinde, kıymet takdirine itiraz edilmediği de gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, İİK.nun 134/8. maddesi gereğince borçlunun bu taşınmazlar yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece İİK.nun 134/8.maddesi uyarınca şikayetçinin menfaatinin muhtel olmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olduğundan, aynı maddenin 2. fıkrasında öngörülen para cezasının tatbik imkanının bulunmadığı, mahkemece borçlunun para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz olup, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-