Şikayetçilerin ihalenin feshi istemlerinin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, mahkemece, aleyhlerine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
17.228,40 TL. muhammen bedelli taşınmazın 38.600.00 TL'ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, şikayet dilekçesinde de kıymet takdiri tebliğ işlemine usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığının anlaşıldığı, her ne kadar şatış ilanı tebligat usulsüzlüğü İİK 127. maddesi gereğince tek başına ihalenin feshi nedeni ise de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin, muhammen bedelin üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, İİK'nun 134/8. maddesi hükmü gereğince anılan taşınmaza ilişkin davada hukuki yarar koşulunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği-
İhale konusu taşınmazın 130.000,00 TL muhammen bedel ile satışa çıkarıldığı ve 160.000,00 TL üzerinden ihale edildiği görüldüğünden, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçilerin, İİK'nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispatlayamadıklarından ihalenin feshini istemekte hukuki yararlarının bulunmadığı, o halde mahkemece, ihalenin feshi isteminin, İİK'nun 134/8. maddesi gereğince zarar unsurunun bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, şikayetçinin ihalenin feshi isteminin, zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden şikayetçi aleyhine toplam ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmolunması isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İcra mahkemesi gerçekleşmiş bir ihalenin feshi talebi ile önüne gelen uyuşmazlıkta ihalenin feshine karar verebilir ise de, İİK’nun 129. maddesindeki şartları taşıyan pey sürülmediğinden bahisle icra müdürlüğünce satışın ikinci artırmaya bırakılmasına dair karar verilen şikayete konu uyuşmazlıkta; icra mahkemesinin, icra müdürlüğüne ihalenin birinci artırmaya göre tamamlanmasını emretme yetkisinin olmadığı, o halde mahkemece; şikayet tarihi itibariyle tamamlanmış bir ihale bulunmadığından şikayetin bu aşamada reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile birinci artırma tutanağına göre satışın tamamlanması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK'da "sıra cetveli yapıldıktan sonra paranın nemalandırılması"na ilişkin bir madde olmadığından, bu nemanın hazineye irat kaydedilmesi gerektiği-
İhalenin feshine ilişkin şikayet, görevsiz veya yetkisiz icra mahkemesi veya mahkemeye yapılırsa, icra mahkemesince veya mahkemece evrak üzerinde inceleme yapılarak başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde görevsizlik veya yetkisizlik kararı verileceği, bu kararların kesin olduğu- Mahkemece, dava dosyasının yasal sürede yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği göz önünde bulundurularak, kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
Satış bedellerinin, taşınmazların muhammen bedellerinin üzerinde olduğunun anlaşıldığı, satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, ancak, İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde borçlular aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmüş olup, borçluların ihalenin feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhlerine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı- 2 yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu- Muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşunun ve haber bırakılan komşunun ismi alınmadan yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu-Tebliğ memuru tanık olarak dinlense de tebligatın yazılı bildirim ve belgelendirme olmak üzere iki ana unsuru olduğundan ve tebligat savunma hakkı ile sıkı sıkıya bağlı olduğundan, tebliğ mazbatasında yazılı durumun aksinin ispat edilmiş sayılmayacağı- Taşınmaz satışlarında, hissedara gönderilen satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle ve kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden iki yıldan fazla süre geçtiği gerekçeleriyle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, fesih nedeni olarak ileri sürülen taşınmazların değerlerine ilişkin itirazlar yönünden, anılan taşınmazlar üzerinde, uzman bilirkişiler marifeti ile yeniden keşif yapılmak suretiyle taşınmazların tespit edilecek değerlerinin, ihalede esas alınan muhammen bedellerin üzerinde olup olmadıkları belirlenerek, üzerinde olması halinde ihalenin feshine, muhammen bedellerin altında olduğunun tespiti halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-