Borçluya satış ilan tebliğinin usulüne uygun yapıldığı isabetli olarak tespit edildiğine göre, ilk derece mahkemesince, şikayetin süre aşımı nedeniyle usulden reddine ve para cezasına yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmaza; davalı ve davacıların murisi 1/2’şer payla malikken, açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu ihale ile davacılar satın aldığından mülkiyetin ihale tarihi itibariyle geçeceği ve ihale tarihi itibariyle taşınmaza tam malik olup, bu husus gözetilmeden, davacıların ½ pay sahibi olduğu kabul edilerek ecrimisil hesap edilmesinin doğru olmayacağı- Ecrimisil davalarında talep olması halinde, bilirkişi tarafından her yıl için saptanan ecrimisil miktarına tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından (her yıl için 31 Aralık tarihinden) itibaren yasal oranda faize hükmedilmesi gerekeceğinden toplam ecrimisil bedeli için, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığı-
İcra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri sonucu ihalesi yapılan taşınmaza 235.397,84 TL değer biçildiği, borçlunun taşınmazına takdir olunan değerin gerçek değerinin altında olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, taşınmazın değerinin müdürlükçe belirlenen değerin üzerinde, 252.000 TL olarak tespit edildiği, buna rağmen açık hata yapılarak ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile şikayetin reddine karar verildiği, icra müdürlüğünce anılan ret kararı göz önüne alınarak müdürlükçe 22/02/2017 tarihinde belirlenen değer üzerinden taşınmazın ihaleye çıkarıldığı, bu haliyle muhammen bedelin gerçek değeri yansıtmadığı görüldüğünden, mahkemece, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazları, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, taşınmazın (icra müdürlüğünce, kıymet takdir tespitinin yaptırıldığı 22/02/2017 tarihindeki) tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Satış kararında köyde ilan yapılması yönünde karar alınmadığından satışın köyde ilan edilmemiş olmasının ihalenin feshi nedeni olarak kabul edilemeyeceği- Taşınmazın niteliği ve değeri gözönünde bulundurularak yerel gazetede, icra müdürlüğünün divanhanesinde ve elektronik ilanlar yapılmakla ilanlardan beklenen amaç yasanın öngördüğü şekilde yerine getirilmiş bulunduğu- İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, mahkeme şikayetçiyi, feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği-
Satışı yapılan taşınmaz için alacaklının daha önce açmış bulunduğu tasarrufun iptali davası sonucunda verilen kararın, ihale tarihinden önce kaldırıldığı hususunun fesih sebebi olarak kabul edilemeyeceği-
Şikayete konu menkul ihalesinden itibaren, yasal 7 günlük süre içerisinde borçlu tarafından icra hukuk mahkemesine ihalenin feshi istemi ile başvurulduğunun görüldüğü, bu durumda borçlunun ihalenin feshine yönelik şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Davacının meskeniyet iddiasıyla yaptığı haczedilmezlik şikayeti, ihalenin feshi davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra kabul edilmiş olup, cebri ihaleyle satışı mümkün olmayan çekişmeli taşınmaz, usulüne uygun işlemlerle yapılan ihale neticesinde satılmış olsa da, taşınmazın temlikinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, alıcının iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği ve tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davacının kardeşi olan ihale alıcısı davalının iyiniyetinden de söz edilemeyeceği-
İhale ile taşınmazı satın alan kişi, ihalenin kesinleşmesi halinde, taşınmazın mülkiyetini ihale tarihinde kazanmış olacağından, davacının ihale tarihinde tam malik olacağı ve taşınmazın paylı mülkiyet olmaktan çıkacağı, bu nedenle de ihale tarihinden tahliye tarihine kadarki ecrimisil alacağına hükmedilmesi gerektiği-
"Kendisine TMK 887 gereğince muacceliyet ihbarnamesi gönderilmediğinden" bahisle takibin iptali istemine yönelik şikayet yoluna başvuran ipotekli taşınmaz malikinin verilen kararı istinafı üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılmasının, mümkün olmadığı (İİK. mad. 363/4)- Bu durumun icra mahkemesince re'sen dikkate alınması gerektiği- İpotek veren yönünden satış mümkün olmadığından bu durumda zorunlu takip arkadaşı olan borçlu şirket yönünden de taşınmazın satışının mümkün olmadığı- O halde, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince verilen şikayetin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olmakla, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Paraya çevirme masraflarının, öncelikle satış bedelinden alınarak bunları yapan alacaklıya ödenmesi gerektiği- Karar tarihinden sonra, alacaklı vekilinin satış masraflarından feragat etmesi hukuken hüküm ifade etmeyeceği, satış masraflarından feragatin, ilk derecenin ilk karar tarihine kadar geçerli olduğu-