İpotekli takiplerde, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerektiği, şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşı olduğu, bu husus mahkemece re'sen gözönünde bulundurulacağı- İpotekli taşınmaz maliki 3.kişi şikayetçi hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre takibe devam edilmesi ve hakkında takip olmayan 3.kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihale de yok hükmündedir.
Alacaklının, bayilik ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu hakkında takibe geçemeyeceği-
İcra takibi kayıtsız, şartsız borç ipoteğine değil de, somut olayda olduğu gibi üst sınır (limit) ipoteğine dayalı olarak başlatılmış ise alacaklı bankanın, ancak maddede sözü edilen krediler nedeniyle borçluya İİK.nun 68/b anlamında hesap özeti veya kat ihtarı tebliğ ettirmiş (veya tebliğ ettirmiş sayılabilmiş) ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabileceği, icra takibine dayanak ihtarnamelerde söz edilen “cari hesap sözleşmesi” bankaların kullandırdığı İİK.nun 150/ı- maddesinde yazılı nitelikte bir kredi sözleşmesi olmadığından ve alacağın varlığı ile muaccel olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirdiğinden ilamlı icra yolu ile takibe konu edilemeyeceği-
Somut olayda borçlunun her ne kadar taraflar arasında bir sözleşmenin varlığını kabul etmiş ise de, sözleşmenin koşulları çerçevesinde hesap mutabakatının sağlanamadığından ihtilaflı bir alacak nedeniyle böyle bir takibin şekil olarak kabul edilemeyeceğini bildirdiği, bu durumda mahkemece şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlu yasal süresi içinde hesap özetine itiraz ettiğine göre mahkemece bilirkişi aracılığı ile İİK.nun 68/b madde koşullarında inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken açıklanan madde hükümlerine aykırı biçimde eksik inceleme ile karar verildiği gibi, icra mahkemesine başvurusunda borçlu tarafından icra emrinin iptali istendiği halde talep aşılarak takibin iptaline karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-
Alacaklı banka tarafından borçluya noter aracılığıyla ihtarname gönderilmiş olup, bu ihtarnamenin borçluya tebliğ edildiği anlaşıldığından, ipoteğin limit ipoteği olmasının ve ihtarnameye süresi içinde itiraz edilmesinin borçluya icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyeceği-
İİK.nun 68/b (ve 150/ı) maddesinin tüketici kredilerinde uygulanma olanağı bulunmadığı; alacağın tüketici kredisinde kaynaklanması halinde borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne miktarının tahsil edilebilir olduğu, faiz miktar ve oranlarının tespitinin tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceği; "konut finansman sözleşmesi" kapsamında alınan limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmesi, borçlunun "ihtarnamenin kendisine tebliğ edilmedeğini" belirtip faiz ve borca itiraz edip takibin iptalini istemesi halinde, alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından,mahkemece "takibin iptaline" karar vermek yerine, dar yetkili icra mahkemesinde tüketici yasası koşulları tartışılarak sonuca gidilemeyeceği-
Hesap kat ihtarnamesine itiraz edilmemesinin limit aşımına yönelik şikayetin dinlenmesine engel teşkil etmeyeceği,krediyi kullanan taraf olmayan borçlunun ihtarnameye itiraz hakkının bulunmayacağı-
Takip dosyasının incelenmesinde, ipoteğin alacaklı şirket ile borçlu arasında doğduğunun ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiğinin ve üst sınır (limit) ipoteği olduğunun, alacaklı tarafından ticari alışveriş sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmesi için borçluya ihtarname gönderilerek, İİK.nun 150/ı maddesi uyarınca takibin başlatıldığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı sözleşmenin cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredinin kullandırıldığını göstermemesi nedeniyle alacaklının İİK.nun 150/ı maddesinden faydalanamayacağı, alacaklının genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması mümkün olmayıp, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklının, acentelik ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmasının usulsüz olduğu-