Ortada yasaya uygun şekilde oluşturulmuş bir tapu sicilinin mevcut olmaması halinde, MK. 1007'ye göre tazminat istemli dava açılamayacağı–
MK’nun 1007. Maddesinde düzenlenen tazminat sorumluluğunda, illiyet bağının kesilmiş olması için, tazminat talep eden davacının veya üçüncü bir kişinin ağır kusurunun bulunması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin çıkması gerekeceği-
Sahte vekaletname kullanılarak gerçekleştirilen satış işlemi sırasında tapu idaresi görevlilerinin, vekaletnamenin geçerliliğini ve tapu kayıtlarındaki bilgilere uygunluğunu denetleme görevini tam olarak yerine getirmemeleri ve böylece davacının zarar görmesine yol açmaları halinde, zarar kapsamı belirlenerek, Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması gerekeceği-
Devletin (Hazinenin) tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan sorumlu tutulmadığı durum– Evvelce mer’a olarak sınırlandırılan taşınmazın sahte bir mahkeme ilamı ile tapuya «arsa» olarak tescil edildikten sonra ifraz edilerek ayrı parsel numarası verilip davacıya satılması ve davacı tarafından bu arsa üzerinde iyiniyetle yapı yapılması ve ağaç yetiştirilmesi halinde, davacının zararının MK. 1007’ye göre devlet tarafından karşılanması gerekir mi?–
Zararın tapu sicilinin tutulmasından değil, sicilin düzenlenmesinden kaynaklandığı durumlarda devletin sorumluluğunun söz konusu olmayacağı-
Taşınmaz üzerine vakıf şerhinin işlenmemesinden kaynaklanan zararlara ilişkin tazminat davalarının hazine aleyhine açılacağı-
Medeni Kanun gereğince tapu sicilinden gelen hata nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen başka bir ifadeyle haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemlerinin adli yargı yerinde görülmesi gerekeceği-
Azil sonucu geçersiz hale gelen bir vekaletnameye dayanılarak ve bu husus Tapu Sicil Müdürlüğü'ne bildirildiği halde, tapuda işlem yapılmasının, hazinenin sorumlu tutulmasına yol açabileceği ve bu nedenle, hazinenin Tapu Sicil Genel Müdürlüğü adına tapu iptal ve tescil davasını açmasında hukuki yararının bulunacağı-
Gerek ceza dosyasında gerekse tapu iptaline ilişkin dava dosyasında zararlandırıcı sonucun ortaya çıkmasında bir üçüncü kişinin hukuka aykırı eyleminin bulunduğunun anlaşıldığı, bu kişinin suç teşkil eden ve ağır kusuru oluşturan eyleminin olduğu, şu haliyle sorumluluğu gerektiren illiyet bağının kesildiğinin kabul edilmesi gerekeceği, yapılan bu açıklama itibarıyla olayda zarar, hukuka aykırı eylem bulunmakta ise de kusursuz sorumlu olan davalının sorumluluğunu gerektirecek uygun illiyet bağının bulunmadığının görüleceği, aksi bir sonuç kusursuz sorumluluğun ötesinde bizi sebep sorumluluğuna götürür ki davanın dayanağını teşkil eden MK.'nun 1007. maddesinin sebep sorumluluğunu öngörmediği-