Tapu iptal ve tescil isteme hakkı kayıt maliki veya onun mirasçılarına ait ise de; Hazinenin, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olup, eldeki davayı açmakta hukuki yararının da bulunacağı-
Sahte olarak düzenlenen nüfus kimlik belgesine dayanılarak düzenlenen vekâletnameyle gerçekleştirilen tapu satışında, tapu belgelerinde bulunan bilgileri karşılaştırıp denetleme yapmaksızın işlem yapan tapu görevlilerinin bu davranışı ile davacının gördüğü zarar arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan oluşan zarardan davalı idarenin sorumlu olacağı ve bu noktada davacının da özensizliği dikkate alınarak uygun miktarda indirim yapılarak tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Davaya konu taşınmaz tapu kaydındaki satışa esas değer ile, dosyadaki mevcut delil durumu da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Medeni Yasa'nın 1007. maddesinde düzenlenmiş bulunan tapu sicilinin tutulmasından dolayı devletin sorumluluğuna dayalı maddi tazminat isteğine ilişkin davalara Medeni Yasa'da düzenlenen ve Borçlar Yasa'sının haksız fiil sorumluluğuna ait kuralların da uygulanacağı bu tür davalarda Borçlar Yasa'sının 60. maddesinde belirtilen genel zamanaşımı süresinin uygulanacağı-
Devletin tapu sicilinin tutulması nedeniyle sorumluluğuna ilişkin davanın dinlenilebilmesi için, hatalı işleme konu taşınmazın geri alınması olanağının kalmaması gerekeceği ve bu durumun ise, tapu iptali ve tescil davasının reddedilerek kesinleşmesi ile ortaya çıkacağı-
TMK’nun 1023. maddesindeki "tapu sicilindeki kayda iyi niyetle güvenerek mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur ’hükmü uyarınca kıyı kenar çizgisi içinde kalmasından dolayı tapusu iptal olan taşınmaz malikine tazminat ödenmesi gerekeceği-
MK’nun 1007.maddesine dayanan tazminat davalarında, tazminat konusu olayla ilgili tapu iptal davası açılması halinde, taşınmazın tapu iptal davasının kesinleşme tarihinde davacının elinden tam olarak çıkmış sayılacağı ve dava zamanaşımı süresinin de bu tarihte başlayacağı-
Devletin sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu olduğunun benimsenmiş olması tapu sicil müdürlüğü görevlilerinin kusurlu olup olmadığının araştırılmasına ya da kusurun varlığının ispatına gerek olmadığı gibi, esasen Devletin sorumluluğu için bu kusurun varlığı da şart olmayıp, tapu sicil müdürlüğünün hukuka aykırı eylem ve işlemleri ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğundan bu zarardan Devletin sorumlu olduğu ilkesinin kabul edildiğini-
MK’nun 1007.maddesine göre açılmış tazminat davasında, davacının zararının, davalının kusurlu eylemi nedeniyle yitirilen taşınmazların gerçek değeri ile sınırlı olduğu ve bu değer mahallinde bilirkişiler marifeti ile keşif yapılarak saptanması gerekeceği-
Taşınmazın beyanlar hanesine şerh konularak taşınmazın mahiyet ve niteliğinin değiştirilmesinin davacı aleyhine TMK’nun 1007.maddesi uyarınca tazmini gerektirecek bir zarar doğurmayacağı-