Tamamen davacının bilgi ve kontrolü dışında gerçekleşmiş olan satış ve tapudaki tüm diğer işlemlerin davacı açısından ilİiyet bağının kesilmesi sonucunu doğurmayacağı-
Devletin “tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğuna” ilişkin olarak, kusursuz sorumluluk/ağırlaştırılmış sebep/ağırlaştırılmış objektif sorumluluk/ tehlike sorumluluğuna ilişkin kuralların uygulanacağı; tapu sicil müdürlüğü görevlilerinin kusurlu olup olmadığının araştırılmasına ya da kusurun varlığının ispatına gerek olmadığı gibi, esasen devletin sorumluluğu için bu kusurun varlığının da şart olmadığı-
Tapu siciline güvenerek alınan taşınmazın elden çıkması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, zamanaşımı def’inde bulunulması halinde, öncelikle bu konuda bir karar verilerek davanın esasının görülmesi gerekeceği-
Dava, kamu görevlisinin haksız eyleminden kaynaklandığına göre olayda Borçlar Yasası'nm 60/1 maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının gerekeceği-
Dosya içerisindeki ceza mahkemesi dosyası, disiplin soruşturması ve 1987 tarihli resmi senet ile 1995 tarihli resmi senetteki imza ve fotoğraf farklılıkları dikkate alınarak zarar kapsamı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Satış işlemi sırasında ibraz edilen sahte vekaletnamenin aldatma yeteneğinin yüksek oluşu, olayın planlı ve profesyonel bir dolandıncılık şeklinde gerçekleştirilmesi ve davalılann görevleri ile çalışma koşulları gibi nedenler zararın doğmasında etkili olsalar bile davalıların kusurlarının tamamen ortadan kaldırmayacağı; ancak şartlan varsa Borçlar Kanununun 43. ve 44. maddeleri uyarınca bu hususların indirim nedeni olarak değerlendirilebileceği-
Tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi ile tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan ötürü devletin doğrudan sorumlu olacağı-
Tapu dairesinde yapılan ve görevin suistimali mahiyetinde olan işlemden kaynaklanan zarardan devletin sorumlu olabilmesi için, olay ile zarar arasında illiyet bağının kesilmemesi gerekeceği- TMK 1007-EŞYA HUKUKU