MK. M. 1007’ye göre, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu, mülkiyet hakkına ilişkin bulunması itibariyle de uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı (genel mahkemeler) olduğu-
MK. 1007 gereğince hazinenin sorumlu olabilmesi için tapu sicilinin tutulmasından zararın doğmuş bulunmasının gerekli olduğu, kusursuz-luk temeline dayanan bu sorumlulukta zarar görenin ya da üçüncü ki-şinin ağır kusurunun uygun illiyet bağını keseceği-
A.nda mevcut olmayan ancak sicilde var gözüken bir kayıt üzerine konulan tedbirin sonuçsuz kalması -tapuda borçlunun adına kayıtlı gözü-ken fakat gerçekte borçluya ait olmadığı daha sonra anlaşılan taşınmazın paraya çevrilememesi- yüzünden doğan zarardan Devletin sorumlu olacağı- Tapu sicillerinin tutulmasından dolayı doğacak bütün zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu, Hazinenin buradaki sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu-
Tapu kaydının düzeltilmesi mümkün bulunmadıkça -bir zarardan söz edilemeyeceğinden- Hazine aleyhine -MK. 1007’ye dayalı- tazminat davası açılamayacağı- MK. 1007’den kaynaklanan davalara uygulanacak BK. 60’daki (şimdi; TBK. mad. 72) zamanaşımı süresinin, “tapu kaydının düzeltilmesi davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesi”nden itibaren başlayacağı-
MK. 1007 gereğince hükmedilecek tazminat miktarının, taşınmazın davacının elinden çıktığı tarihteki değeri ile sınırlı olduğu-
Kadastro tespitinin yanlış yapılmasından doğan zararlar için, MK. 1007’ye dayanılarak, hazine aleyhine tazminat davası açılamayacağı - Kadastro çalışma ve faaliyeti sırasındaki hatalı işlemlerden dolayı hazinenin MK. 1007 çerçevesinde sorumlu olmadığı-
Devlet aleyhine açılan tazminat davasında Devletin sorumluluğunun ancak tapu sicil muhafızlığının hukuka aykırı işlemleriyle meydana gelen zarar arasında illiyet bağının gerçekleşmesiyle söz konusu olabileceği-
Hazinenin, tapu sicillerinin tutulmasından -örneğin; tapuda bulunan şerhin, imar uygulaması sırasında oluşan yeni tapu kayıtlarına veya kadastro tespitine geçirilmesinden- doğan zararlardan sorumlu olduğu-
‘Tapu siciline güvenerek aldığı katın daha sonra “kaçak” oldu-ğunun anlaşılarak, kaydına “satılamaz” şerhinin düşüldüğünü’ ileri sürerek dava açan kişinin talebi doğrultusunda tazminata karar verilmeden önce, henüz kaçak katın yıkılmadığı ve tapudan terkin edilmediği dikkate alınarak, imar yönünden proje değişikliği ile durumun düzeltilip düzeltilemeyeceğinin araştırılması ve ancak bütün yollar denendikten sonra tazminata hükmedilmesi gerekeceği-