Satış yetkisi içermeyen vekaletnameye dayanarak satış işlemi yapılmasından doğan zararlardan doğan hâzineye karşı açılan tazminat davalarının adli yargıda görüleceği-
Davacının zararının tapu kaydındaki yanlış intikalden kaynaklandığı anlaşılmakla, Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı-
Davalı Hazine'nin yasalar uyarınca kendisine verilen bu görevlerini yapmaması sonucu doğan zarar, ihmali nitelikteki idari eylemden doğmuş olup bu tür idari eylemlerden kaynaklanan tazminat davalarının görüleceği yerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/I-b maddesi gereğince, idari yargı yerleri olduğu-
Davalıların yasalar uyarınca kendisine verilen bu görevlerini yapmamaları sonucu doğan zarar, ihmali nitelikteki idari eylemden doğmuş olup bu tür idari eylemlerden kaynaklanan tazminat davalarının görüleceği yerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/F-b maddesi gereğince idari yargı yerleri olduğu-
Sahte vekaletname ile yapılan yolsuz tescillerde davacıya atfı kabil herhangi bir kusur yüklenemediğinde zarar, tapu idaresi tarafından yapılan işlemden kaynaklandığından zararın hazinece tazmini gerekeceği-
Kıyı olduğundan bahisle tapusunun terkinine karar verilen davacının açtığı tazminat davasının haksız eylem mahiyetinde olup, bu davaya adli mahkemelerde bakılması gerekeceği-
Satış işlemi sırasında sunulan sahte vekaletnamenin aldatma yeteneği bulunması, olaym planlı ve ustaca bir dolandırıcılık biçiminde gerçekleştiği, davalıların görevleri ile çalışma koşulları ve olayın tüm özellikleri birlikte değerlendirilerek doğan zarardan Borçlar Yasa'sının 43 ve 44. maddeleri uyarınca hakkaniyete uygun oranda ve yeterli bir indirim yapılmasının gerekeceği-
Tapu sicilinin tutulmasındaki prensiplerden ilkinin tescil, diğerinin hazinenin kusursuz sorumluluğu, bir diğerinin geçerli bir hukuki sebebin bulunması, sonuncusunun ise sicilin aleniliği olduğu, buna göre, davacının edinme sırasında pay satın aldığını bilmediğini ve bu duruma vakıf olmadığını söylemesinin ve bunu kabul etmenin olanaksız olacağı, kaldı ki, emlak komisyoncusu ile yapılan protokolde de kimlerin payının satışa konu edildiğinin açıkça yazılı olduğu, o halde davacının açtığı hata, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz üzerindeki ipotekten arı bir şekilde taşınmazın üçüncü bir kişiye satışını gerçekleştiren tapu görevlilerinin eylemlerinden doğan zararlara ilişkin davaların adli yargıda görüleceği-
Yolların tasarruf idare ve nezareti belediyeye ait olup, çıplak mülkiyeti ise arzın asıl maliki Hazine’ye ait olduğu, öte yandan anılan işlemler sonucu taşınmazın bir bölümün yola katıldığına göre davada ilgili kuruluş olan Belediye’nin ve Hazine’nin de yer almasında zorunluluk olacağından, Hazine ve Belediye aleyhine dava açılması konusunda davacıya önel verilmesi, dava açılması durumunda eldeki dava ile birleştirilmesi, yolsuz tescil isteği yönünden tarafların tüm delillerinin toplanılarak değerlendirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-