Sebepsiz zenginleşmenin temelini oluşturan gayrimenkul satış sözleşmesine dayanıldığından, zamanaşımı süresi 10 yıl olup, taraflar arasında tapuda yapılan resmi akit sözleşmesinden itibaren başlayacağı- TMK. 1007 uyarınca açılan davalarda kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımadığı- Davalı olarak Hazinenin taraf gösterilmesi gerekirken, tapu müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılan davada, temsilde yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece re'sen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması, Hazine davaya dahil edilerek taraf oluşturulup, savunma ve delilleri sorulduktan sonra karar verilmesi gerektiği-
4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemi-
TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemi-
Tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemi-
20. HD. 02.05.2019 T. E: 2018/6747, K: 3031-
TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemi- Hükümde, birleşen dava dosyası ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemiş ve hükümden sonra mahkemece birleşen dava tefrik edilmiş, mahkemenin yeni bir esasına kaydedilerek hüküm kurulmuş olup, birleşen dava yönünden hükümden önce verilmiş bir tefrik kararı bulunmadığına göre, nihai karar verildikten sonra birleşen dosya yönüyle dosyanın tekrar ele alınıp tefrik kararı verilerek yeni bir esasa kaydedilmesi ve hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
20. HD. 02.05.2019 T. E: 2016/14577, K: 3028-
Tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasında husumetin Hazineye yöneltilmesi gerektiği, davacı Orman Yönetimine husumeti yönelterek dava açmış ve yargılama sırasında Hazine davaya dahil edilmişse de, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatı kazanılamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece res'en dikkate alınması gerektiği gözetilmeden hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan Hazine aleyhindeki davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
TMK. mad. 1007 uyarınca, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu, davada hazine yerine tapu müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve Hazinenin vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerektiği- Temsilcideki yanılmanın sonradan düzeltebilir nitelikte olduğu ve temsilcide yanılmanın hukukî yaptırımının, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmayacağı- Temsilcide yanılma halinin mahkemece re'sen gözetileceği ve davanın Hazineye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olmasının hukuka aykırı olacağı-
Hazinece Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesinde öngörülen sorumluluk nedeniyle açılan iptal davalarında Hazine yönünden aktif dava ehliyetinin bulunduğu Yargıtay'ın istikrar kazanmış içtihatlarında kabul edilmekte ise de, Tapu Müdürlüğü yönünden değinilen maddede öngörülen koşullar dışında dava açma hakkının bulunmadığı, nitekim, somut olayda Tapu Müdürlüğü'nün Tapu Sicil Tüzüğü hükümlerini gözeterek taraflara yazılı tebligatta bulunduğu, ancak tarafların yazılı muvafakatının sağlanamadığı, bir sonuç alınamadığı, o halde davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı yönündeki gerekçenin yerinde olmadığı, hal böyle olunca, Tapu Müdürlüğü’nün aktif dava ehliyetinin bulunduğu gözetilerek işin esasına girilip, sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-