TMK. mad. 683 uyarınca bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi belirtildiği, malikin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava konusu edebileceği- Bir kişiyi mülkünden yoksun bırakan bir önlemin kamu yararına meşru bir amaç gütmesi gerektiği ve bu önlem alınırken başvurulan yollar ve gerçekleştirilmesi amaçlanan hedef arasında makul bir oransallık ilişkisi olması gerektiği- Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zararların kanuna göre Devletçe tazmin edileceği- Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği- Tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmediği, zira devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu- Davanın konusu olan bir taşınmazın değeri belirlenirken; cins ve nev'i, yüzölçümü, değeri etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurlar, varsa imar durumu vergi beyanı, resmi kurumlarca yapılmış değer takdirleri, arazilerde taşınmaz malın mevki ve koşullarına göre olduğu gibi kullanılması durumunda getirebileceği net gelir; arsa ise emsal satışlara göre olması gereken satış değeri, taşınmazda yapı var ise, resmi birim fiatları, maliyet hesapları ve yıpranma payı ile bedelin saptanmasında etkili olacak diğer objektif ölçülerin gözönüne alınması gerektiği- Arsa niteliğindeki taşınmazın emsalinin üstün ve eksik yönleri belirlenip karşılaştırma yapılarak zeminine; resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payının düşülerek üzerindeki muhdesat durumuna göre değerinin saptanması; taşınmazın tarım arazisi olması halinde net gelir üzerinden bilimsel yollarla değerinin belirlenmesi; her iki halde de yıpranma payının varsa değer kaybının düşülmesi, emsalin zorunluluk olmadıkça yakın ve benzer bölge ve yüzölçümlü olması, bu konuda taraflara emsal gösterme olanağının tanınması; bu yönden mahkemece de re'sen araştırma yapılması, bilirkişi kurullarının açıklanan hususları irdelemeye, saptamaya ve değerlendirmeye yetkin, sıfat ve yeteneğe sahip uzman bilirkişilerden oluşturulması gerektiği-
TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında Hazinenin sorumlu olduğu-
Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zararların kanuna göre Devletçe tazmin edileceği- Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği- Tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmediği, zira devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu- Bu tür davaların kural olarak kayıt maliki ya da mirasçıları tarafından açılması gerekir ise de; davacı idarenin TMK. mad. 1025 ve 1007 ile Tapu Sicil Tüzüğü mad. 85 (yargılama sırasında, 17.8.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tapu Sicil Tüzüğü mad. 74) gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olacağı- - Kütük üzerinde belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerektiği- Belgeye aykırı yazımın veya tescilin düzeltilmesinde ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, müdürün defterdarlık veya mal müdürlüğünden düzeltme için dava açılmasını talep edeceği ve Hazine avukatı bulunmayan yerlerde bu düzeltmeler için müdürlük tarafından re'sen dava açılacağı- Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde belgesine aykırı olarak basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi halinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re'sen düzeltme yapılacağı- Belgelere aykırılık nedeniyle oluşturulacak sicil dışında örneğin sahtecilik gibi yolsuz nitelik taşıyan sicillerden dolayı Hazinece TMK. mad. 1007 hükmünde öngörülen sorumluluk nedeniyle açılan iptal davalarında Hazine yönünden aktif dava ehliyetinin bulunduğunun Yargıtay'ın istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edildiği-
İmar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için değerlendirme tarihi itibariyle, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanması ve meskun yerler arasında yer alması gerektiği- Kıyılar özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, satış yoluyla davacıya geçtiği, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının karşılanması gerektiği-
Yargıtay'ca verilen bozma kararına uyulması sonunda, mahkemenin o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünde olduğu ve usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu durumun mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar çerçevesinde işlem yapma zorunluluğu getirdiği-
Tapu kayıt malikinin oğlu ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olduğu saptanmış olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
17.8.2013 tarihinden itibaren açılan davalarda, ilgililerin idareye müracaat etme ön şartını yerine getirmemiş olmaları halinde davanın dinlenebilme olanağının olmadığı- Tapu Müdürlüğünün davada ilgili(yasal hasım) sıfatıyla yer almış olması, vekili tarafından yargılama boyunca sağlanan hukuki yardımın ücretsiz bırakılması sonucunu doğurmayacağı, hal böyle olunca; kendisini vekille temsil ettirilen davalı Tapu Müdürlüğü yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zararların kanuna göre Devletçe tazmin edileceği- Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği- Tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmediği, zira devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu- Tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarının o kadar olması gerektiği- Taşınmazda kısmi kamulaştırma yapıldığı sabit olup, davacıların da kamulaştırma bedeli aldıkları ileri sürüldüğünden, sebepsiz zenginleşmeye yol açılmaması ve mahsup def'isinin dikkate alınması yönünden mahkemece bu hususun araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Kısmen kabule ilişkin verilen kararlarda reddedilen kısım üzerinden ayrıca harç alınmasına gerek olmadığı gözetilerek artan harcın davacılara iadesine karar verilmesi yerine, kabul-ret oranlaması yapılmasının yanlış olduğu-
Tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davada toplanan delillere göre, mahkemece. ... yevmiye numaralı belgenin fiili imkansızlık nedeniyle bulunamaması nedeniyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bozma kararına uyulmuş olmakla kazanılmış hak kuralı uyarınca bozma kararında gösterilen şekilde inceleme yapılarak belirtilen hukuki esaslar gereğince karar verilmesinin zorunlu olduğu ve bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu-