Borçlunun, bir taraftan tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürerken, bir taraftan da usulsüz olduğunu ileri sürdüğü tebligatı öğrendiği tarihten itibaren (7) gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunması gerekeceği-
Alacaklının dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi yönündeki talebi iki haftalık kesin süre içerisinde olmadığından asıl icra dosyasındaki takibin açılmamış sayılması durumunda olan bir takip olduğu, daha sonra takibin açılmamış sayılması yönünde alınacak kararın tespit niteliğinde olduğu, bu durumda olan bir dosyadan haciz için talimat yazılamayacağı, HMK'nun 20. maddesi hükmünün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle aleyhe bozma ilkesinin de nazara alınamayacağı dikkate alınarak icra mahkemesince bu gerekçe ile icra müdürünün haciz yapılmaması yönündeki işleminin doğru olduğu kabul edilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin haciz işlemine karşı İİK’nın 96 ve devamı maddelerinde düzenlenen istihkak davası açma yolu ile mahcuzların kendisine ait olduğunu ileri sürme hakkına sahip olduğu, dosya içindeki bilgi ve belgelere göre şikâyetçi iştirak haczine konu mallarla ilgili olarak istihkak iddiasında bulunmuş ise de daha sonra verdiği dilekçe ile bu iddiasından vazgeçtiğinin, istihkak davası açmadığının anlaşıldığı, o halde icra takibinde taraf olmayan şikâyetçi üçüncü kişinin, icra takibindeki iştirak haczinin iptalini şikâyet yolu ile isteme hakkı bulunmaması (aktif husumet yokluğu) nedeniyle şikâyetin reddi gerekeceği-
Şikayete konu işlem, Asliye Ticaret Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın infazı ile ilgili olup, icra müdürlüğü, ticaret mahkemesinin infaz memuru olarak görev yaptığından, bu kararla ilgili şikayetleri inceleme görevinin, kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu-
İlamlı icrada dayanak ilamda hüküm altına alınan ulusal bayram ve genel tatil, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının brüt olarak istendiği, bunların nete çevrilerek fazla istenen işlemiş faiz kalemlerinin iptaline yönelik olmasına rağmen mahkemece bozma ilamı sonrası aldırılan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına işlemiş faiz kalemleri yönünden kısmen iptal kararı verilmiş olup, bu durumun taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-
Senet aslının icra kasasında olmadığı hususunun, ancak ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu tarafından İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürülmesi halinde değerlendirme konusu yapılabileceği, icra mahkemesince re’sen nazara alınamayacağı-
Kararın alacaklı değil borçlu tarafından temyiz edildiği dolayısıyla alacaklı lehine kazanılmış haktan söz edilemeyeceği-
Borçlunun şikayeti ilama aykırılık şikayeti olup bu tür şikayetlerin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
İİK. mad. 150/e uyarınca, süresinde satış istenmemesi halinde icra takibi düşeceğinden, bu tarihten sonra yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerektiği- Böyle bir durumda, taşınmaz, tahmini bedelin üstünde satılsa da, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olduğunun kabulü gerektiği- "Zarar unsuru gerçekleşmediğinden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı" gerekçesi ile ihalenin feshi isteminin reddine yönelik BAM kararının hatalı olduğu-
İcra takibine dayanak olan ilamın temyiz edilmesi üzerine bozma kararı verilmesi sebebiyle takip konusu edilen ilk ilama göre alacaklıya yapılan ödemelerin fazla olduğu ve bu farkın hesaplanması yönündeki iddiaların ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-