İhtiyati haciz kararı hükümsüz kalmadığı sürece, ihale konusu taşınmaz üzerinde ihtiyati haczi bulunan alacaklının, ihalenin feshini isteyebileceği—
İhtiyaten haciz edilip, sonra üzerindeki ihtiyati haciz kesin hacze dönüşen bir malın, başka alacaklı tarafından daha sonra kesin olarak haciz edilmesi halinde, ilk ihtiyati haciz sahibi alacaklının birinci sırada yer alacağı (yani; sonraki alacaklı ile garameten paylaştırma yapılmayacağı)—
Rehinli alacaklının, kefiller hakkında takip yapmasının, rehin hakkından vazgeçtiğini göstermeyeceği—
«Avukatlık ücretinin, avukat ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın icra memuru tarafından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanacağına» ilişkin İİK. mad. 138/III hükmünün kamu düzeni ile ilgili olduğu, buna aykırı memurluk işleminin süresiz şikayete konu olacağı—
İİK’na göre ihtiyaten haczedilen malların, kesin hacze dönüşmeden, kamu alacağından dolayı 6183 sayılı Kanuna göre haczedilmesi halinde, ihtiyati haciz sahibi alacaklının, kamu alacağından dolayı konulan hacze iştirak edemeyeceği–
BK. 84 (şimdi; TBK. mad. 100) emredici bir hüküm olduğundan, alacaklı «takip talebi»nde açıkça «borçlunun yaptığı ödemelerde (yatırdığı taksitlerde) bu hükmün uygulanması»nı istememiş dahi olsa, icra müdürünün görevinden ötürü, kendiliğinden bu hükmü uygulayarak «yapılan ödemeleri, öncelikle faiz ve masraflardan düşmesi» gerekeceği–
«Artırmanın, satıştan en az bir ay önce ilan edilmesi» gerekeceğini öngören İİK. 126. hükmünün emredici bir hüküm olması nedeniyle kamu düzeniyle ilgili olduğu, bu hükmün icra mahkemesi tarafından doğrudan doğruya gözetileceği–
Maddi hataya dayanan bozma kararına uyulmakla, kazanılmış hak oluşmayacağı - Şikayetin «aktif husumet ehliyeti» yönünden (yokluğu nedeniyle) reddi halinde, ayrıca şikayetin süresinde olup olmadığının incelenmesine gerek kalmayacağı–
Boşanma davası sonucunda hükmedilen «yoksullu nafakası» ile «iştirak nafakası»nın, boşanma ilamının eklentisi olduğu, bu nafakaların boşanma ilamının kesinleşmesi ile muaccel olacağı, bu tarihten itibaren icraya konulabileceği ve bu tarihten itibaren faiz istenebileceği–
İlamın infaz edilecek kısmının, «hüküm bölümü» olduğu, bu bölümün aynen infazı gerektiği, icra mahkemesi hakiminin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yoluyla belirleme yetkisinin bulunmadığı–
