Belediyenin proje karşılığı borçlanma yolu ile elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirlerinin haczedilemeyeceği ve haciz konulan posta çeklerindeki hesaplar vergi, resim ve harç hesabı olarak açılmış olup emlak vergisi hesabı olduğundan bu durumda hesaplar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu belediye hesapları üzerine konulan hacizlerde, hesapların vergi, resim ve harç hesabı olarak açıldığı ve emlak vergisi hesabı olduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı, bu haliyle anılan hesaplardaki paranın haczinin mümkün olmayıp,hesaplardaki paranın kamu hizmetinde kullanılmamasının durumu değiştirmeyeceği ve hesaplardaki haczin kaldırılması gerekeceği-
Şikayet tarihi itibari ile dava açılmasına alacaklı sebebiyet vermiş olduğundan, borçlu lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin borçlu üzerinde bırakılmasının ve borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Taraf ehliyeti olmayanların talebi üzerine veya taraf ehliyeti olmayanlara karşı başlamış veya devam edilmiş icra takipleri ve takip işlemlerinin geçersiz olacağı ve bu hususun süresiz şikayet yoluyla her zaman ileri sürülebileceği-
Alacaklı şikayete sebebiyet vermediği halde mahkemece, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunması isabetsiz olup bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
İcra takibinin bir belgeye dayanması halinde, belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emrine eklenerek gönderilmesi İİK.nun 61/1.maddesinin öngördüğü yasal bir zorunluluk olduğundan borçlunun bu yöne ilişkin başvurusunun İİK.nun 16.maddesi kapsamında şikayet olduğu-
Genel haciz yoluyla başlatılan takipte alacaklı, şikayet yoluyla takibin kendisi yönünden iptalini talep etmiş olup, takibin davacı yönünden iptaline karar verilmiş ise de doğru takip dosyası aynı müdürlüğe ait başka bir esasa kayıtlı dosya olup, mahkeme kararının bu nedenle düzeltilerek onanması gerekeceği-
Kural olarak, ilamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğinden, bankanın sorumlu olduğu borcun, ilamın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak belirlenmesi yönündeki şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, şikayetin reddi ile davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden 245 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine karar verilmiş ise de; karar başlığında davalı olarak gösterilen temlik alacaklısı şikayet dilekçesinde taraf olarak belirtilmediği gibi şikayet dilekçesi kendisine ya da vekiline tebliğ edilmediği, şikayet dilekçesine cevap vermek sureti ile de yargılamaya dahil olmadığı, bu durumda temlik alacaklısı lehine 245 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların, icra takibine konu edilmesi halinde, elatma tarihi 09.10.1956 tarih ile 04.11.1983 tarihi arasında ise; takibe konu ilamın 5999 sayılı Yasa'nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinin kabulü gerekeceği, ilam tarihi 23.01.2013 olup, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğundan borçlu İdare'nin haczi kabil mal varlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-