Anonim şirketlerde yönetim ve temsili düzenleyen TTK' nun 365 ve bunu izleyen maddelerinde, şirket yetkili temsilcisinin görev süresi sona erdiğinde, bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve şirketin organsız kalması da mümkün olmadığı, yerine yenisi atanmadığı sürece temsil yetkisinin devam edeceği, mahkemece ticaret sicil kayıtları üzerinde inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, borçlu şirket adına itiraz dilekçesi sunan kişinin itiraz tarihinde şirketi temsil yetkisi bulunmadığından bahisle şikayetin kabulünün isabetsiz olacağı-
Şikayete konu takip, 6352 s. Yasa’nın 58. maddesinin yürürlük tarihinden sonra başlatıldığından, icra takibi başlatılmadan önce idareye başvuru zorunluluğunun doğmuş olduğu, alacaklının şikayetçi-borçlulardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yaptığı başvurunun icra takibi başlatıldıktan sonra gerçekleştirilmesi nedeniyle, 2577 s. Yasa’nın değiştirilen 28/2. maddesindeki “idareye başvuru” koşulunun yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği-
Talebin dışına çıkılarak borç muhtırasında istenenden daha fazla miktar için şikayetçi aleyhine sonuç doğuracak şekilde takibin devamına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklının iflas idaresi tarafından aleyhine yürütülen icra takip dosyasındaki emekli maaşı haczini şikayetine konu yaptığı, mahkemece, şikayetçiyle ilgisi olmayan aynı icra müdürlüğünün başka bir dosyası esas alınmak suretiyle haczedilmezlik şikayetinin sonuçlandırılması sonucu doğru icra dosyası celbedilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
İlam eda hükmü içerdiğinden, anılan ilama dayanılarak, ilamda hükmedilen yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile bunların fer'ileri dışındaki kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılamayacağı-
Takip dosyasında alacaklı taraf alacak haklarını saklı tutarak takipten vazgeçtiğinden, asıl haktan feragat etmeyen alacaklının önceki takipten vazgeçerek aynı hakka dayalı olarak takip başlatmasında yasal bir engel bulunmadığı-
Alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine İş Mahkemesi'nin aynı ilamına dayanılarak dosyaları 2 ayrı takip başlatıldığı ve her takip dosyasında yeni takip gideri ve vekalet ücretinin talep edilmiş olduğu uyuşmazlıkta, ilam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğundan, alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağından Mahkeme tarafından borçlunun şikâyetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Maddi manevi tazminat toplamının davalı idareler tarafından davacılara ödenmesine şeklinde hüküm kurulduğu bu durumda ilam başlığında adı geçen dört davalının eşit miktarlarda borçtan sorumlu olduğu, her bir borçludan hükmedilen miktarın 1/4'ünün tahsil edilebileceği-
Takip konusu alacağın, bankaca kullandırılan kredinin teminatı olmak üzere verilen üst sınır ipoteklerinden kaynaklandığı, asıl borçluya kredi sözleşmesine ilişkin hesap kat ihtarnamesi ve hesap özeti tebligatı yapılan adresin, kredi sözleşmesinde yer alan adresten farklı olduğu anlaşıldığından, gönderilen ihtarların İİK md:150/ı da belirlenen niteliği taşımadığı ve icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet tarihindeki takip dosyası kapsamına göre şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-