Alacaklının bayilik sözleşmesi çerçevesinde teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması mümkün olmayıp, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, ve de bu şikayetin ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilerek İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabi olduğu-
Takibe konu kararın, 3533 sayılı Tahkim Yasası gereğince verilmiş konusu para olan Hakem Heyeti kararı olduğu, 3533 sayılı yasanın 7. maddesi gereğince Hakem Heyeti kararlarının, mahkeme ilamlarının icrasına ilişkin genel hükümler uyarınca yerine getirileceği, takibe konu Hakem kararı da para alacağına ilişkin olup, HMK 367. maddesi gereğince kesinleşmesi gerekmediğinden davacının şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dayanağı bayilik sözleşmesi olup, cari hesap, kısa, orta, uzun vadeli kredi (borçlu cari hesabı) şeklinde işleyen bir ilişki bulunmadığından alacaklının İİK'nun 150/ı maddesine dayanamayacağı, İİK'nun 150/ı ve buna bağlı olarak uygulanacak olan 68/b maddesinin bankalar lehine düzenleme getirdiği-
Takipte şikayet başvurusunda bulunan Belediye Başkanlığı'nın alacaklı yada borçlu sıfatının bulunmadığı ve şikayette hukuki menfaatinin de bulunmadığı-
Mahkemece asıl alacağın avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verildiği, bu faiz oranın, 3095 sayılı Yasa'nın 2/2. maddesinde öngörülen avans faiz oranları olup, TCMB tarafından belirlenen ve yayınlanan avans faiz oranları aynen alınarak yapılan ve denetime elverişli olmayan hesaplama ile sonuca gidilemeyeceği-
Menfi tespit ilamlarının kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı, borcun internet bankacılığı aracılığıyla takibe başlandıktan sonra alacaklı hesabına ödendiği gözetilerek, ilamın kesinleşmediğinin anlaşılması halinde takibin iptaline, aksi halde, ödeme tarihi itibarıyla istenecek faiz, icra vekalet ücreti ve masrafların gerekirse bilirkişi vasıtasıyla hesap ettirilerek, mahsubundan sonra karar verilmesi gerekeceği-
İpotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının ipotek akit tablosunda belirtilen limiti aşmasının mümkün olmadığı- Limitin aşıldığı yönündeki borçlu şikayetinin süresiz olarak icra mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiği-
Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, borçlunun daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği, haciz tarihinde ipotek borcunun ödenmiş olması durumunda meskeniyet şikayetinin dinlenebileceği-
Mahkemece, şikayetçi 3. Kişi vekilinin tedbir kararının teminatın depo edildiği TCMB İzmir Şubesi yerine, icra müdürlüğü dosyasına gönderilmiş olmasının, tedbirin infazına engel teşkil etmeyeceği nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibine dayanak ihtarnamelerde sözü edilen kredi sözleşmesi bankaların kullandırdığı İİK'nun 150/ı. maddesinde yazılı nitelikte "borçlu cari hesap şeklinde işleyen" bir kredi ilişkisi olmadığı, İİK'nun 150/ı maddesinde yer alan ayrıcalıktan sadece bankaların yararlanabileceği, alacağın varlığı ile muaccel olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirdiğinden ilamlı icra yolu ile takibe konu edilemeyeceği-