Kamulaştırmasız el atma nedeniyle verilen tazminata ilişkin ilamlarda taşınmazın mülkiyeti tartışma konusu yapılmayıp tazminat hususu tartışıldığından ilamın taşınmazın aynı ile ilgili kabul edilemeyeceği ve bu ilamların kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği-
Borçlunun birden fazla taşınmazının bulunması ve şikayete konu yerin hisse tapulu olmasının meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği, yerin değerinin borçlunun haline münasip evi alabileceği değerden düşük olduğu da nazara alınarak, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirkete çıkartılan icra emri tebligatının muhatabın adresten ayrılmış olduğu, yeni adresinin bilinmediği şerhiyle 27.06.2013 tarihinde iade edildiği, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre çıkartılan tebligatın ise 24.07.2013 tarihinde, şikayet tarihinden sonra tebliğ edildiği görülmekle, borçlu şirket yönünden itiraz ve şikayetin süresinde yapıldığı-
10.04.2012 tarihli takip konusu ilamda idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından sonra olduğu, ilam tarihi yeniden haciz yasağının getirildiği 11.06.2013 tarihinden önce olduğundan idarenin mal, hak ve alacaklarına haciz konulabileceğinin kabulü ile şikayetin reddine karar verileceği-
Borçlunun ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe karşı takibin iptaline karar verilmesi isteğiyle yaptığı şikayetin reddedilmesinden sonra, bu karar temyiz edildiğinden, icra mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenmeden ihale yapılmasının hatalı olduğu-
Borçlunun, icra Mahkemesine başvurusuyla hakkında başlatılan ilamlı takip konusu alacak ile kendisinin alacaklı olduğu icra dosyasındaki ipotekli alacağın takas edilmesini talep ettiği, mahkemece, borçlunun alacaklı olduğu icra dosyasında takibin kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleştiğinin kabulü halinde takasın mümkün olduğu-
Bozma ilamına uyulduğu halde buna uygun olarak yapılan bilirkişi incelemesi ile sonuca gitmek gerekeceği-
Yapı denetim hesaplarındaki paraların Belediyelere ait paralar olmayıp yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığı sonucuna varılmış olmakla, 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesi uyarınca hesapların haczinin mümkün olmadığı-
Bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen raporda, teminat haczi ile gelen ödemenin de dikkate alınarak bakiye borç miktarının hesaplandığı, muhtıra tarihi itibariyle bakiye borç miktarının tespit edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, muhtıra tarihi itibariyle dosya borcunun hesaplanması gerektiği-
Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup; fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinden (HMK. mad. 26/1), şikayetçi borçlu vekilinin ilama aykırı icra emrinin iptalini talep etmesi halinde, mahkemece ‘davalı alacaklı tarafından davacıya banka hesap numarası yazılı olarak bildirilmeden icra takibi başlatıldığı anlaşıldığından, takip yapma hakkı doğmadığından bahisle icra emrinin iptaline’ karar verilmiş olmasının isabetsiz olacağı-