Bölge Adliye Mahkemesinin, borçlunun cevap dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların ayrı bir şikayet gibi değerlendirilmek suretiyle tefriki ve devamında da her iki dosyanın birleştirilmesi ile sonuca gidilmesine dair gönderme kararının isabetsiz olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince, somut uyuşmazlıkta, alacaklı tarafından yapılan tek bir şikayet olduğu nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, usul ve yasaya aykırı şekilde borçlunun cevap dilekçesinin ayrı bir şikayet gibi değerlendirilmesi ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İcra memurunun muamelesine yönelik şikayete ilişkin davada, şikayete konu takip dosyasında ikinci karar tarihinden itibaren işlemiş faiz hesabının yapıldığı, söz konusu işlemin bu suretle usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından şikayetin kabulü ile ilk ilamda hükmedilen alacak kalemlerine ilk ilam tarihi ve temerrüt tarihinden itibaren, ikinci ilam ile arttırılan alacaklar yönünden ikinci ilam tarihinden itibaren artan miktara faiz hesabı yapılması gerektiği-
Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla birlikte, belediye mallarının, belediyenin beyan edeceği mallar dışında da haczinin mümkün kılındığı- İcra emrinin tebliğ edilmesi suretiyle 7 günlük ödeme süresinin geçmesi ve alacaklının haciz talep etme hakkının doğmuş olması, 6552 s. K. m. 121 ile 5393 s.  K.nun 15. maddesine eklenen "...ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır." ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi birlikte değerlendirildiğinde, 7 günlük ödeme süresinin geçmesi ile borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesi nedeniyle alacaklının talebi doğrultusunda borçlu aleyhine haciz kararı alınmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı-
Menfi tespit davasının reddine karar verilmesi ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair hüküm kurulması aranmadan tedbirin kendiliğinden kalkacağı ve İcra Müdürlüğü’nün ihtiyati tedbirin nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğine ilişkin kararının yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu taşınmazda idare ile birlikte yirmi hissedarın bulunduğu, kamulaştırmaya ilişkin bir şerh bulunmadığı, idare tarafından İcra Müdürlüğüne sunulan talep yazısında taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin istenildiği, söz konusu taşınmazın idare adına tapuya tescil edilmediği dolayısıyla taşınmaz ve taşınmaz üzerindeki muhdesatlar kamulaştırılmış olsa bile taşınmaz idare adına tescil edilmediğinden taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin ve taşınmazda bulunan kişilere tahliye için muhtıra gönderilmesinin mümkün olmadığı-
Takipten ve itirazın iptali davasından feragat edilmiş olsa dahi dosya alacağına konulan hacizler nedeniyle hacizler ve takip geçerli olup feragat nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılamayacağı-
Asliye hukuk mahkemesinin itirazın iptaline ilişkin kararı üzerine alacağın haricen tahsil edilip, kararın bozulmasından sonra asliye hukuk mahkemesince verilen yeni karar üzerine fazla ödenmiş olan paranın tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilâmsız takipte ödeme emrinin takip talebinde gösterilen asliye hukuk mahkemesinin ilâmındaki vekile tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğu, "takip dosyasına vekil tarafından ayrıca vekâletname ibraz edilmemişse , ödeme emrinin asıla tebliği gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Şikayete konu takip dosyasında ise, icra müdürlüğünce yanılgılı değerlendirme yapılarak satış bedelinin sıra cetveli yapılmaksızın ödenmesine karar verildiğinin görüldüğü, buna göre, satış yapılmış ve kesinleşmiş ise de şikayet dilekçesinde ileri sürülen diğer iddialar sıra cetveli yapılmasından sonra itiraz halinde incelenebilecek hususlar olduğundan İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü ile sıra cetveli yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İstinaf talebinin HMK'nın 305/A maddesi kapsamında değerlendirmesinin (şartları varsa) maddenin düzenleniş amacına uygun olduğu- Ancak bu değerlendirmenin önceki karar kaldırılarak yapılmayacağı- Verilecek kararın yeni bir karar olmayıp, önceki kararın eki niteliğinde olması gerekeceği-
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; ................ İcra Hukuk Mahkemesinin ................, ................. İcra Hukuk Mahkemesinin ................... sayılı dosyalarında açılan ihalenin feshi davalarının henüz kesinleşmediği tespit edilerek, İİK’nın 134/9. maddesi gereğince bu davaların tescile engel olduğu belirtilmiş ise de; bu davaların sırasıyla, 3. kişi ... ... Ltd. Şti. tarafından açılan ve aktif husumet yokluğundan reddine hükmedilen ve daha önceden yukarıda dosya numaraları belirtilen mahkemelerde asıl borçlu ile ipotek borçlusu tarafından ayrı ayrı açılan davaların, bu kez asıl borçlu ve ipotek borçlusu tarafından birlikte açılması sonucunda, asıl borçlu yönünden kesin hüküm, ipotek borçlusu yönünden ise derdestlik nedeniyle reddine karar verilen davalar olduğu görülmüş olup, usule yönelik verilen bu kararların, asıl borçlu ile ipotek borçlusu tarafından açılan ve ................ İcra Hukuk Mahkemesinin .................... sayılı dosyalarında görülen ihale feshi davalarının reddine ilişkin kararların kesinleşmesi karşısında, tescile engel olduğunun kabulünün mümkün olmadığı- İcra müdürlüğünün, ihalesi kesinleşen taşınmazın ihale alıcısı adına tesciline ilişkin işlemleri yapmaktan kaçınması ve bu yönde verdiği karar, İİK'nın 134/son maddesi hükmüne aykırı olup, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin kabulü ile şikayet konusu kararın iptaline karar vermek gerekeceği-