İhyası istenen dosyanın arşivde 3 yıllık saklama süresi dolan dosyalardan olup olmadığının araştırılması gerektiği- Yöntemine uygun olarak imha edilen icra dosyalarının da ihyasının mümkün olduğu-
İhyası istenen dosyanın yangında mı yandığı, yoksa  arşivde 3 yıllık saklama süresi dolan dosyalardan mı olduğu araştırılarak, yanan dosyalar arasında ise ihyasına yasal bir engel olmadığının gözetilmesi; dosyanın saklama süresi dolan dosyalardan olduğu anlaşılırsa, 128/1 s. genelgeye uyarınca arşivde saklama süresinin dolup dolmadığı, imha tutanağının anılan süre dolduktan sonra düzenlenip düzenlenmediği ve süresinde Seka'ya gönderilip gönderilmediğinin  tetkik edilmesi gerekeceği- Yöntemine uygun olarak imha edilen icra dosyalarının ihyasının mümkün olduğu-
Takip borçlusunun ölümüyle mirasının hakkı oranında, takip alacaklısıyla itiraz edene intikal etmesi durumunda, alacaklının, alacaklı-borçlu sıfatının birleşmesi nedeniyle miras hissesi oranında borcun sona ereceği-
Borçluya ödeme emri tebliği gerçekleşmedikçe, icra müdürünün haciz talebini kabul etmesinin takibin kesinleştiği anlamına gelmeyeceği-
İpotek alacaklıları tarafından İİK'nun 153/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra icra müdürlüğüne başvurularak ipotek bedeline itiraz edilmiş olması nedeniyle, mahkemece, ipoteğin fekkine karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünce, tapu sicil müdürlüğüne haczin fekkedildiğine ilişkin bildirim yapılması üzerine eski tarihli hacizler kalkmış olup hukuk sistemimizde haczin ihyası şeklinde bir müessese bulunmadığı, bu durumda  haciz tarihi olan 27.02.2014  tarihinde taşınmazın mülkiyeti üçüncü kişi şikayetçiye ait olup borçlu adına kayıtlı olmadığından taşınmaz tapu kaydına konulan haciz işleminin yasaya aykırı olduğu-
İlamlı icra takibinde, alacak kalemlerinin brüt olarak istendiği ve yasal kesintilerin yapılmadığı yönündeki şikayet ilama aykırılık niteliğinde olup bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak İcra Mahkemesinin önüne getirilebileceği, bu durumda mahkemece gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayetin süreden reddinin doğru olmadığı-
Tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından, muhatabın çarşıda olduğuna dair beyanda bulunan kişinin adı-soyadı ile imzadan imtina edip etmediği yazılmadığından tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünün haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ilk kararına karşı borçluların şikayeti, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede olduğu gibi, bu talep İİK'nun 16/2 maddesi uyarınca süreye tabi de olmadığı- Aynı kanunun 17. maddesine göre; icra mahkemesince şikayetin kabulü halinde, şikayet olunan işlem ya bozulacağı veya  düzeltileceği ya da memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrasının emrolunacağı- Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil bankalardaki hak ve alacaklar üzerine konulmuş olup İİK'nun 106. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre borçlunun üçüncü kişi bankadaki alacağı menkul hükmünde ise de mahcuz para alacağı için satış söz konusu olmadığından, paranın icra dosyasına celbi talebi satış talebi gibi değerlendirilip buna göre inceleme yapılarak hüküm kurulması gerektiği-
Site yöneticiliği borçlu gösterilmek suretiyle başlatılan takipte, apartman yöneticiliği tüzel kişiliği bulunmadığından, apartman yöneticisi şahsen takip borçlusu bulunmadığından kesinleşen takip nedeniyle yöneticisinin şahsi mallarının haczedilemeyeceği- Şikayetçinin icra mahkemesinden istemi takipte taraf sıfatının bulunmaması nedeniyle şahsına ait mallara konulan haczin kaldırılmasına yönelik olup bu şikayetin süresiz olarak ileri sürülebileceği-