E.tmanın önlenmesi ve yıkım istemli davalarda, husumetin yıkımı istenen bina sahibine yöneltilmesi gerektiği-
Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaşın engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebileceği, ancak o (davacı) paydaşın, payına karşılık çekiş-mesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenemeyeceği; payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiy-le çözümlemesi gerektiği–
İmar uygulaması sonucunda, davacının imar parselli yerine teca-vüzlü duruma gelen nizalı bahçe duvarı hakkında «elatmanın önlenmesi» (ve yıkım) kararı verilmesi gerekeceği–
2886 sayılı Kanun'un 75. maddesinin ancak taşınmazın Hazine tarafından kiraya verilmesi ilişkilerinde uygulama olanağının olduğu, Belediye tüzel kişilerinin taşınmaz kiralamasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, 2886 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olmayıp 6570 sayılı Kanun'un uygulanmasının gerekeceği-
Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebileceği –
Kıyı kenar çizgisi belirlemek suretiyle elatmanın önlenmesi davası hakkında karar verme görevinin - 28.10.1997 T. 5/3 sayılı İçt. Bir. K.’na göre - adlî yargı yerine ait olduğu–
Her ne kadar dava dilekçesinde zilyetliğin korunması istenmiş ise de, davanın niteliği itibariyle davacının hakka dayandığı, bu nedenle, mahkemenin görevinin, çekişmeli taşınmazın değerine göre belirlenmesi gerekeceği-
Kapıcı dairesi ile kalorifer dairesi bilirkişi raporlarına göre mimarının projede yer almadığı, bu iki yerin, tüm ana gayrimenkuldeki bağımsız bölümlerin ihtiyacı olan yerler olup, ortak kullanıma tahsis edildikleri, yapının inşası sırasında yapıldığı anlaşılan bu yerlerin toprak dolguları kapatılarak projeye uygun eski hale getirilmelerinde hiçbir bağımsız bölüm malikinin hukuki yararı bulunmadığı gibi, bu yöndeki bir istemin, iyiniyet kurallarıyla da bağdaşmayacağı, bu nedenle, kapıcı dairesi ve kalorifer dairesi ile ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken tüm bağımsız bölüm maliklerinin menfaatine aykırı olarak kapatılmalarına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Fuzuli işgal nedenine dayalı elatmanın önlenmesi isteminin, davalının kiracı olduğunun anlaşılması halinde asliye hukuk mahkemesince reddedilmesi gerekeceği, görevsizlik kararı verilemeyeceği-
Kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için, tarafların müddeabihinin ve dava sebebinin aynı olmasının gerekeceği, görülmekte olan bu davada davacı tapu kaydında kocasından miras yoluyla gelen paya değil, ilk davadan sonra başka bir paydaştan tapuda aldığı paya dayandığından, yerel mahkemece kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen dava ile bu dava arasında sebep birliği bulunmadığı gibi, yine bu davada davalılardan Z. önceki davada taraf olmadığından bahsi geçen bu kişi bakımından taraf birliğinin de gerçekleşmediğinin aşikar olduğu-