Mahkemece, mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalının ödediği bir bedel varsa bu bedel kendisine ödeninceye kadar hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekeceği-
El atmanın önlenmesi, ecrimisil, yıkım ve tazminat istekleri-
Davalının hem tecavüzlü kısmı kullanmaktan menedilip, hem de aynı yer için bedel ödemesine karar verilmek suretiyle hüküm içerisinde çelişki oluşturulduğu, davalının bedel ödeyemeyeceği yönündeki beyanı ve temyiz itirazları da nazara alınarak elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekeceği-
Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan temyize konu davanın kanuni dayanağı BK'nun 18. maddesi olduğuna, gerçekleştirildiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre, uyuşmazlığın çözüm yerinin, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 1 ve devamı maddeleri ile 818 sayılı BK'nun 18. (TBK.m.19) maddesi gereğince genel mahkemeler olduğu, aile mahkemelerinin bu tür davalara bakma görev ve yetkilerinin bulunmadığı-
E.tmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada, yapı malikinin iyiniyetli olup olmadığı belirlenip, taşkın bölümün ifrazının mümkün olup olmadığı da ilgili merciinden sorularak araştırılması gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, kendilerini vekil ile temsil ettiren davalılar adına çıkartılan tebligatın vekillerine yapılması gerekeceği-
Davacının zilyetlik devir senedine ve tapu tahsis belgesine dayalı olarak idareden talepte bulunmadığı, tapu tahsis belgesinden kaynaklanan haklara ilişkin olarak dava dışı kişiye bağımsız bölüm tahsis edildiği ve enkaz bedelinin ödenmesine karar verildiği anlaşıldığından ve davacı aynı tapu tahsis belgesine dayalı olarak talepte bulunduğuna göre lehine tazminata hükmedilmesi durumunda mükerrer ödeme söz konusu olacağından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemlerine ilişkin davalarda, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece, keşif sırasında, üç yerel bilirkişinin birlikte dinlenmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğu; tanıklar hakkındaki hükümler aynı zamanda yerel bilirkişiler hakkında da uygulanacağından, HMK'nun 261. maddesi gereğince tanıklar gibi yerel bilirkişilerinde ayrı ayrı huzura alınıp dinlenmeleri gerekeceği-
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davası-