İİK.’nun 63. maddesi uyarınca borçlu-kiracının “itirazın kaldırılması” duruşmasında alacaklı-kiralayanın dayandığı senet (kira sözleşmesi) metninden anlaşılan itiraz sebepleri dışında, itiraz sebeplerini değiştirip genişletilemeyeceği-
İtirazın Kaldırılması isteminde, duruşma gün ve saatini bildiren davetiyenin davalıya yöntemine uygun şekilde tebliğ edilmesi ve ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulüne karar verildiğine göre,reddedilen kısım üzerinden davalılar lehine icra tazminatına karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Alacaklı tarafından ödenmeyen iki yıla ait kira parasının tahsili istemiyle açılan davanın mahkemece davalı kefil yönünden reddi halinde, takibe konu asıl alacak miktarı üzerinden davalı kefil yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği, davacının kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilemeyeceği-
Davacı, asıl alacak ile işlemiş faizin davalı kiracıdan tahsilini talep etmiş, davalı icra takibine konu edilen bir kısım aylar kira paralarını ödediğini ileri sürdüğüne göre uyuşmazlık konusu döneme ait banka hesap özeti getirtilerek üzerinde inceleme yapılması bir ödeme varsa yapılan bu ödemelerin mahsubundan sonra kalan miktar üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın kaldırılması isteminde, hakkında açılan dava reddedilen kefil borçlu vekille temsil edildiği halde adı geçen lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
İcra takibine itiraz halinde alacaklının itirazın iptali ve tahliye davası açabileceği gibi itirazın kaldırılması ve tahliye davası da açabileceği- Alacaklının bu iki hakkı birlikte de kullanabileceği- Derdestlik itirazının ancak aynı takip nedeniyle başka bir icra mahkemesinde mükerrer tahliye talebinde bulunulması hakkında ileri sürülebileceği-
Yargılama sırasında ‘lehine inkar tazminatına hükmedilmesini’ istememiş olan borçlu-kiracı lehine icra mahkemesince inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Davacı-alacaklı vekilinin dava dilekçesinde davalının tahliye ettiği taşınmazın 2009 yılının nisan ayına kadar kiraya verilemediğini belirtmiş olması karşısında davacı vekilinin bozmadan sonraki aşamada bildirdiği tahliye tarihine itibar edilemeyeceği, tahliye tarihine ilişkin olarak dosya kapsamında maddi bir delilin de bulunmadığı gözetildiğinde uyuşmazlığın genel yargılamayı gerektireceği-
Davacı vekilinin dava dilekçesinde 14000 TL'nin ödendiğini belirterek 125000 TL üzerinden takibin devamını istediği, bu durumda davacı lehine karar verilen inkar tazminatının 125000 TL üzerinden belirlenmesi gerekirken 139000 TL üzerinden belirlenmesinin doğru olmadığı-