Davalı vekilinin cevap dilekçesinde takibin haksız ve kötüniyetli yapıldığından bahisle, icra tazminatı ile avukatlık ücretinin davacıdan tahsil edilmesini talep ettiği, davalının her iki talebi ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
İİK.’nun 63. maddesi uyarınca borçlu-kiracının “itirazın kaldırılması” duruşmasında alacaklı-kiralayanın dayandığı senet (kira sözleşmesi) metninden anlaşılan itiraz sebepleri dışında, itiraz sebeplerini değiştirip genişletilemeyeceği-
Süresinde yapılmayan itiraz takibi durdurmayacağından, bu durumda takip kesinleşmiş olacağından ve davacı-alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı bulunmayacağından bu durumda alacaklı-kiralayan tarafından ileri sürülen itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünce düzenlenen ve davalıya gönderilen ödeme emrinde verilmesi gerekli olan otuz gün ödeme süresi yerine, yedi günlük ödeme süresi verildiğinden, Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesi gereğince temerrüde düşürülmesi için davalıya yasal ödeme süresi verilmediğinden, bu koşulları taşımayan ödeme emrine dayalı olarak tahliye kararı verilemeyeceği-
İtirazın kaldırılması ve tahliye isteminde, davacı alacaklı icra takibini yasanın yürürlüğe girmesinden önce 11.5.2012 tarihinde başlattığına göre alacağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
6352 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan icra takiplerinde hükmedilecek inkar tazminatı oranının %40 oranında olacağı-
Alacaklı-kiralayanın (vekilinin), borçlu-kiracının itirazının kendisine tebliğinden itibaren hak düşürücü süre olan altı ay içinde “itirazın kaldırılması”nı isteyebileceği-
Davacının tek başına tahliye isteyemeyeceği durumlarda, kira alacağını takip ve dava hakkı bulunmadığından dava konusuz kalsa bile, mahkemece “itirazın kaldırılması” talebinin reddine karar verilmesi gerekeceğinden, davalı aleyhine “inkar tazminatına” hükmedilemeyeceği-
Kiralanan taşınmazların tahliyesine ilişkin davaların, icra mahkemesince duruşma açılarak çözümlenmesi gerekeceği-
Uygulamada HMK.daki hükümlerin açıkça bir yollama yapmadıkça İİK.da uygulanmayacağı-