Ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının isabetsiz olduğu- Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine renkli bastırılan tebligat zarfının gönderilmesi gerekeceği-
Kurum işleminin ve "ödeme emirlerinin iptali", "borçlu olmadığının tespiti" ve "tüm haciz işlemlerinin kaldırılması"na ilişkin açılan davanın 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından reddine karar verilmişse de; ödeme emirlerine ilişkin tebligatı alan davacının annesinin, davacı ile aynı çatı altında birlikte oturduklarına dair delil olmadığı anlaşıldığından, davacıya yapılan tebligatların geçersiz olduğu ve bu nedenle ödeme emrinin iptali davasının açılması için yasada öngörülen 7 günlük sürenin geçmemiş olduğu, davanın süresinde açıldığının kabulünün zorunlu olduğu- Kamu alacağı için “usulüne uygun şekilde düzenlenmiş ve yasada belirtilen tüm şartları taşıyan bir ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulmasının kanuna aykırı olacağı-
Şikayetçi borçlunun aynı zamanda mernis adresi olan bilinen adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın iade gelmesi sebebiyle bu kez aynı adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkartıldığı, tebliğ evrakı üzerinde sadece ''mernis adresi'' ibaresinin yer aldığı, dağıtıcı tarafından "gösterilen adres muhatabın aks adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2 maddesi gereğince tebliğ evrakı Yeni Mahalle Muhtarı E. Y.'a teslim edildi ve 2 nolu haber kağıdı düzenlenerek adresin kapısına yapıştırılmıştır " kaydı ile tebliğ işleminin tamamlandığı anlaşılmış olup sözkonusu tebligat, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine uygun olarak çıkartılmadığı için usulsüz olduğundan, mahkemece, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile borca itirazın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 127. maddesi uyarınca, satış ilanının tapu sicilindeki ilgililere tebliği zorunlu olduğundan, şikayetçinin, tapu sicil müdürlüğünden gelen ve aynı zamanda tasarrufun iptali ilamında yazılı olan adresine tebligat çıkartılmadan, mernis adresine tebligat çıkartılması nedeniyle şikayetin kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği -
Tebligat mazbatasına, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği, beyanda bulunan kişinin kim olduğu ve imzadan çekinme durumu belirlenmeden tebliğ işlemi tamamlandığından, bu hali ile ilk tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olduğu- TK'nun 10/2. maddesinde öngörülen bilinen en son adresin tebligata elverişli olmaması ya da bu adreste borçluya tebligat yapılamaması koşulu gerçekleşmediği gibi tebliğ mazbatası üzerinde tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilmediği gibi bu adrese TK'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılacağına dair bir meşruhatın da bulunmaması nedeniyle ikinci yapılan tebligatın da usulsüz olduğu-
Ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine mernis adresine tebliğ yapıldığı görüldüğü,tebliğ mazbatası üzerindeki “mernis adresidir” şeklindeki meşruhatın Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesine uygun olmadığı, bu şerh dışında “adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK.'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” bulunmadığı, bu hali ile tebligatın TK'nun 23/son ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu, o halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı, şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde, tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının, yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu-
Adres kayıt sisteminde yer alan adrese Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligat yapılabileceğinden davalının adres kayıt sisteminde yer almayan adrese Tebligat Kanununun 21. maddesindeki usul çerçevesinde dava dilekçesinin tebliğ edilmesinin doğru olmadığı-
Davalının adres kayıt sistemindeki Fransa adresine mahkemece Başkonsolosluk aracılığı ile tebligat çıkarılmasının doğru olduğu; ancak çıkarılan tebligatta "Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim" bulunmadığından; yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, mahkemece; usulsüz bu tebligattan sonra davalının adres kayıt sisteminde yer almayan diğer adreslere yaptığı tebligatlar da usulsüz olduğundan; davalıyı, savunma hakkı tanımak amacıyla usulüne uygun olarak cevap vermeye ve duruşmalara katılmaya davet etmedikçe yargılamaya devam edip hüküm verilemeyeceği-
Mernis adresine tebliğ yapılamayan yardım nafakası davalısının adresinin Nüfus İdaresinden, Askerlik Şubesi Başkanlığı ve Vergi Dairesinden araştırılıp soruşturulması, bu kurum ve kuruluşlarca adres bildirilmesi halinde, bildirilecek adreslere dava dilekçesi ve duruşma oturum günü tebliğe çıkartılması; bu şekilde de davalının adresinin tespit edilememesi ve Teb. K. ve Yönetmelikte açıklanan diğer usullerden biriyle tebligat yapılmasına imkan bulunmadığının saptanması halinde, ilanen tebligat yoluna başvurulması, davalı duruşma oturumuna geldiğinde davaya karşı diyecekleri, varsa delilleri sorulup saptanması, göstereceği deliller toplanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-