Hukukumuzda iflâs yoluyla takibin kural olarak tacirlere hasredilmiş olduğu, borçlunun iflâsa tabi olup olmadığı hususunun, bu yönden bir itiraz olmasa dahi mahkemece doğrudan doğruya araştırılacağı–
"Bedeli teminattır" veya "bedeli rehindir" ibarelerini içeren bononun hamilinin kendi cirantası hariç diğer senet borçlarına karşı senetten doğan bütün haklarını kullanabileceği–
Kambiyo senetlerine özgü iflâs yoluyla takibin itirazsız kesinleşmesi halinde, iflâs talebinin mahkemece İİK. 166/II uyarınca ilan yoluyla alacaklılara duyurulması gerekeceği ("İflâs takibinin kesinleştiğine" ilişkin ilan yapılmadan iflâs kararı verilemeyeceği)–
İflâs takibine konu bonolarda "İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu"nun belirtilmiş olması halinde, bu yetki sözleşmesi uyarınca, iflâs yoluyla takibin İstanbul icra dairelerinde başlatılabileceği (Bonolardaki yetki kaydının, iflâs takibi bakımından da geçerli olacağı)–
Mahkemece verilecek depo kararlarında "takip konusu alacağın depo edileceği tarihe kadar faiz ve icra giderleriyle birlikte ödenecek miktarın" açıkça gösterilmesi gerekeceği–
Depo emrinin dava dilekçesinin tebliğ edildiği adrese tebliği gerekeceği–
İflâs talebinin itirazsız kesinleşmesinden sonra açılan iflâs davasında, iflâs talebinin İİK’nun 166. maddesinde öngörüldüğü şekilde ilân edilmesi gerekeceği—
Borçlu tarafından iflâs ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine açılan iflâs davasına müdahale eden alacaklıların ileri sürdüğü muvazaa iddiasının mahkemece yeterince araştırılmadan (takip alacaklısı davacı ile takip borçlusu davalı arasındaki alacak ilişkisinin nedenleri ve alacağın gerçek olup olmadığı ve miktarı hakkında ayrıntılı bilirkişi raporu alınmadan) iflâs kararı verilemeyeceği–
İİK. 158’de öngörülen sürede iflas davasına müdahale veya itirazda bulunmayan alacaklının yargılama sonunda mahkemece verilen iflas kararını temyiz edemeyeceği—