İflâs ödeme emrinin borçluya Tebligat Kanununa uygun olarak tebliğ edilmemiş olması halinde, iflâs takibinin kesinleşmiş olmayacağı ve mahkemece iflâs kararı verilemeyeceği–
Bir tacir hakkında iki kez "iflâs kararı" verilemezse de bunun için ilk iflâs kararının kesinleşmiş olması gerekeceği, eğer ilk karar kesinleşmemişse, yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm kurulması gerekeceği–
İflâs davalarının mutlaka "borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde" görüleceği–
İflâs tasfiyesinde yetkili iflâs dairesinin "iflâsa karar veren ticaret mahkemesinin yargı çevresindeki" iflâs dairesi olduğu–
İflas davasından sonra açılan menfi tesbit davasının beklenmesine gerek bulunmadığı-
İflâs davası sonucunda verilen "davanın açılmamış sayılmasına" ilişkin kararla birlikte, vekille temsil edilen davalı yararına maktu vekalet ücretine de hükmedilmesi gerekeceği–
Hukukumuzda iflâs yoluyla takibin kural olarak tacirlere hasredilmiş olduğu, borçlunun iflâsa tabi olup olmadığı hususunun, bu yönden bir itiraz olmasa dahi mahkemece doğrudan doğruya araştırılacağı–
Takibin itirazsız kesinleşmesinden sonra açılan iflâs davasında "takip konusu borcun ödendiği"ne ilişkin borçlu tarafından sunulan makbuz üzerinde durulmadan borçlunun iflâsına karar verilemeyeceği–