Yanılgının (hatanın) ileri sürülmesinin TBK'nun 34. (BK'nun 25. m.) ve Türk Medeni Kanununun (TMK) 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olamayacağı-
Gaiplik ve tapu iptali-tescil isteklerine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinde açılması ve davanın kayyıma yöneltilmesi gerekeceği-
Dava, bakım görevinin yerine getirilmemesi nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davacının kısıtlı olduğu, aktif dava ehliyeti bulunmadığı, tek başına dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, TMK.’ nun 426. maddesine göre davacıya kayyum tayin edilmesi için vesayet makamına ihbarda bulunularak kayyum tayini ile davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Sicil kaydının illetini teşkil eden idari işlem idari yargı yerinde iptal edildiğinden kayıt dayanıksız hale gelmiş ve bu durumda sicil yolsuz tescil durumuna düşmüş olup, ihdasen Hazine adına oluşan dava konusu parsel kapsamında kalan yer yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece reddine karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Yanlar arasında görülen çekişmenin giderilmesi, tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de; bu davadan önceki tarihte davacı vakıf idaresi tarafından davalı hazinenin taraf olduğu aynı konuda dava açılıp, sonlandırıldığı dosya içeriğinden anlaşılmakla, bu davanın sonucunun infaz ettirilme olanağı varken aynı konuda ikinci kez dava açması doğru olmayıp bu nedenle davanın esasa girmeden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Hilenin, öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabileceği,hile iddiasının, hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülüp sürülmediğinin araştırması ve irdelenmesi gerekirken, anılan husus üzerinde durulmaksızın işin esası bakımından hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Taşınmazın mülkiyetinin naklini sağlayan vekaletnamenin sahte olduğu iddia edildiğine göre, bunun subutu halinde sicilin geçerli bir hukuki sebebinin bulunmayacağı, buna bağlı olarak da T.M.K.'nun 1025. maddesi uyarınca yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı-
İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlem iptal edilmiş olup bu durumda dayanıksız kalan kaydın iptal edilip kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekse de; çekişmeli parselin belediye sınırları içerisinde ve Belediyeye devri gereken taşınmazlardan ise Hazine talebinin reddi gerekeceğinden bilirkişiler vasıtasıyla yerinde incelemeler yapılıp kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespitinden sonra hüküm kurulması gerekeceği-