Tapu iptal ve tescil istemiyle ilgili keşifte, keşfe katılacak fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir dayanılan senetlerin kapsamını gösterir ayrıntılı rapor alınması gerekeceği-
Uyuşmazlığa konu tescil davasının 1086 sayılı HUMK'nun zamanında açılmış bulunması, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada sadece HMK'nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği-
Tapu iptali ve tescil davasında, davacı tarafın satın aldığı ve kullandıkları yer bakımından düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan kısımla ilgili taleplerinin karşılanması gerekeceği-
Kamu malı niteliğindeki yerlerde (deniz kumluğu, kıyı kenar çizgisinin deniz, göl ve ırmak yönünde kalan yerler ile mera, yaylak ve kışlak gibi taşınmazlar ve genel yol gibi yerlerde herkesin yararlanma hakkı bulunduğu, davalıya ait taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve ekindeki krokide mavi renkli taralı 15,33 m2'lik kısımla ilgili davanın kabul edilmesi ve bu yerin kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde kaldığı ve kamunun yararlanmasına elverişli alanlardan olduğu anlaşıldığından bu niteliğiyle tescil harici bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasına kısmen kabul kısmen red kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre vekalet ücretine karar verilmesi gerekeceği-
Dava, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkin olup, çekişme konusu taşınmazın, tahsisli veya kadim mera olup olmadığının yöntemine uygun olarak araştırılması ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi amacıyla taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının Özel İdare Müdürlüğü ile Tarım Müdürlüğü'nden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp, nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 04.02.2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 120/2 ve 114/1-g maddesinin somut olayda uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin olup, uyuşmazlığa konu davanın 1086 sayılı HUMK.nun zamanında açılmış bulunması dilekçelerin tesbit aşamasını geçip tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek bu aşamada HMK.nun 324. maddesi uyarınca sadece delil avansı istenebileceği-
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. fıkrasına göre tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı-
Dava tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğuna göre davanın kayıt maliki aleyhine açılması gerekli ve yeterli olup kayıt maliki dışındaki davalılar bakımından davanın husumet sebebiyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekilinin, vekil edeni adına tespit ve tescil edilen taşınmazın bir bölümünün davalı adına tespit ve tescil edildiğini, bu yere ait tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istediği davada, dava tarihi itibariyle daha önce kesinleşen dava değerine göre, vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-