1086 sayılı HUMK döneminde açılan derdest davalar yönünden 6100 sayılı HMK'nın 120/2. maddesi uyarınca eksik gider avansı istenemeyeceği; davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığı kabul edilmesi gerekeceği-
Tapu iptali davasında, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden, Anayasa'nın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları geriye yürümese de ve 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin hüküm verildiği tarih itibariyle doğru ise de; iptal kararının kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı-
Vekil ile sözleşme yapan kişinin, Türk Medeni Kanunu (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli ve vekil edeni bağlayacağı, vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu hususun vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamayacağı; üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmamasının, TMK'nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olduğu-
Tapu iptal ve tescil istemiyle ilgili keşifte, keşfe katılacak fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir dayanılan senetlerin kapsamını gösterir ayrıntılı rapor alınması gerekeceği-
Uyuşmazlığa konu tescil davasının 1086 sayılı HUMK'nun zamanında açılmış bulunması, dilekçelerin teati aşamasının geçip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada sadece HMK'nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği-
Tapu iptali ve tescil davasında, davacı tarafın satın aldığı ve kullandıkları yer bakımından düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan kısımla ilgili taleplerinin karşılanması gerekeceği-
Kamu malı niteliğindeki yerlerde (deniz kumluğu, kıyı kenar çizgisinin deniz, göl ve ırmak yönünde kalan yerler ile mera, yaylak ve kışlak gibi taşınmazlar ve genel yol gibi yerlerde herkesin yararlanma hakkı bulunduğu, davalıya ait taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve ekindeki krokide mavi renkli taralı 15,33 m2'lik kısımla ilgili davanın kabul edilmesi ve bu yerin kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde kaldığı ve kamunun yararlanmasına elverişli alanlardan olduğu anlaşıldığından bu niteliğiyle tescil harici bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasına kısmen kabul kısmen red kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre vekalet ücretine karar verilmesi gerekeceği-
Dava, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkin olup, çekişme konusu taşınmazın, tahsisli veya kadim mera olup olmadığının yöntemine uygun olarak araştırılması ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi amacıyla taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının Özel İdare Müdürlüğü ile Tarım Müdürlüğü'nden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp, nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 04.02.2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 120/2 ve 114/1-g maddesinin somut olayda uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin olup, uyuşmazlığa konu davanın 1086 sayılı HUMK.nun zamanında açılmış bulunması dilekçelerin tesbit aşamasını geçip tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek bu aşamada HMK.nun 324. maddesi uyarınca sadece delil avansı istenebileceği-