Uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydı; malikin ölüm tarihinden itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kaydın hukuken bir değer taşımaz ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmeyeceği- TMK'nun 713/2.maddesinde belirtilen hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davalarda, bu tür davaların niteliği ve özelliği gereği husumetin yargılama sırasında tamamlanması mümkün ise de kayıt malikine kayyım atanmak suretiyle davanın yürütülmesi olanaklı olmadğı; davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamayacağı-
Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin ve dolgu yapılan kısımların kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya yoluyla kazanılmalarının mümkün olmadığı ancak, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan ve dolgu yapılmayan bir yerin koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılmalarının olanaklı olduğu-
Tapu iptali ve tescil davasında, davanın açılmasına kendi hal ve davranışları ile davalının sebebiyet vermediği, davayı da yargılamanın ilk duruşmasında kabul etmesi nedeniyle yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulması, davacı tarafından yapılan giderlerinden davacı üzerinde bırakılması yerinde ise de, bu durumun davalı lehine vekalet ücreti takdiri sonucunu doğurmayacağı-
Davacı vekili dava dilekçesiyle diğer beyanlarında vekil edeninin Avustralya’da 1989 yılında geçirdiği iş kazası nedeniyle 250.000 Avustralya Doları tazminat ve emekli ikramiyesini aldığını, bu tarihten sonra davacı kocanın çalışmadığını açıklayarak söz konusu belirtilen paralarla taşınmazın alındığını belirtmek suretiyle katılma alacağı isteğinde bulunmuş olup, davalının kalan yaşam süresi için öngörülecek kişisel alacağı ile (malı ile) katılma alacağına konu olacak miktarın belirlenmesi ondan sonra TMK’nun 236/1.fıkrası uyarınca davacının artık değerinin saptanması, taşınmazın değerinin belirlenmesi bakımından TMK’nun 232 ve 235/1.fıkrasının gözetilmesi, evin alımında kullanılan Doların o tarihteki Avustralya Dolarının Türk Lirası karşılığı olan kurun esas alınması gerekeceği-
TMK'nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranacack olup, dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekeceği- Davacı dava dilekçesinde, sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuş olup, terekeye dâhil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmadığı-
Taşınmaz kadastrodan önce de tapulu bir yer olup kadastro tespiti de tapu kaydına dayalı olarak yapıldığından ve Hazine’nin itirazı ile davalı hale geldiğinden bu süreç içerisinde taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin aralıksız- çekişmesiz ve malik sıfatıyla zilyetlik olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı; kadastro tutanağının hükmen kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar da davacıların yirmi yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresi bulunmadığı, bu nedenle bu parsele ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nun 714. maddesinin yollamada bulunduğu zamanaşımını kesen unsurlar ancak BK'nun 133/2. bendinde yer alan haller olabileceğinden, davalının F. Kaymakamlığı'na davacı aleyhine dava konusu taşınmaza tecavüzün önlenmesine ilişkin olarak yaptığı başvurunun, kazandırıcı zamanaşımını kesen türde niza sayılamayacağı-
Dava, mirasçılar arasında açılıp yürütülen bir dava olup, davacı tüm mirasçılar adına iptal ve tescile karar verilmesi talep etmiş olsa bile, mirasçılardan birinin başka mirasçılar adına iptal ve tescil isteğinde bulunmasının mümkün olmadığı-
Dava konusu parselin, davalı olduğu gerekçesi ile malik hanesi açık bırakıldığına, halen malik hanesi boş olup taşınmaz hakkında sicil oluşmadığına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2 maddesi uyarınca gerçek maliki belirleme görevi ile malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesi'ne ait olduğuna göre, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekeceği-
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasa'ya eklenen 36/A ve Geçici 11. maddelerinde, “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve kararlarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği-