Dava konusu parselin ada ve parsel numarası yeniden belirlendiği pay ve paydanın da yanlış hesaplandığı, bu haliyle hükmün icra edilemeyeceği; doğru, düzgün ve sağlıklı sicil tutulması kamu düzenini ilgilendirdiğinden tavzih dilekçelerinin kapsamları doğrultusunda ve yapılan açıklamalar gözetilerek dosya konunun uzmanı bir bilirkişiye tevdii edilerek yeniden kayıt maliklerine ait pay oranlarının belirlenmesi ve buna göre pay ve payda eşitliğini sağlayan raporun alınması ve buna göre infaza ve icraya elverişli hüküm kurulması gerekeceği-
İşin esasının ve dava konusu taşınmazın, belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa(nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu taşınmazın taraflardan hangisinin zilyetliğinde bulunduğu konusundaki beyanlarının çelişkili olduğu, vazgeçme beyanı da olmadığından taraflarca bildirilen tüm tanıkların dinlenmesi gerekeceği-
Davacının uyuşmazlık konusu taşınmazı satın almasından evvel, taşınmazdaki önceki zilyetliğin malik sıfatıyla asli zilyetlik olup olmadığı, taşınmazın önceki zilyetler tarafından ne şekilde kullandığı yerel bilirkişi ve tanıklara ayrı ayrı sorularak açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin idari yargıya ait olduğuna; ancak 3621 Sayılı Kıyı Kanununun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasında, asli müdahil davacının davasının müracaata bırakıldığı, yenileme süresinin dolduğu, üç aylık süre içerisinde yenilenmediğinden HMK 150/1 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Bozma ilamında, 08.04.2010 tarihli yerel mahkeme kararında davalının dava konusu taşınmaz ve mankullerin tamamının değeri üzerinden hesaplanan yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması üzerine, yargılama giderlerinin davalı adına tescil edilen taşınmazların değeri üzerinden hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
TMK’nun 705/2 maddesine göre, “.. mahkeme kararı..” ile mülkiyet tescilden önce kazanılacak olup, davalıların murisinin ölüm tarihi olan 11.11.1979 tarihi ile dava konusu taşınmazın mülkiyetinin dava dışı üçüncü kişi olan Köy İşleri Bakanlığı’na geçtiği tarih olan 18.07.1983 tarihi arasında TMK’nun 713/1 ve 2 fıkralarında öngörülen 20 yıllık zilyetlikle iktisap süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptali isteyen davacı köyün 6360 sayılı Kanun gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak ilçe belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından ve katıldığı ilçe belediyesi taraf olacağından 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereğince işlem yapılması gerekeceği-
HMK'nın 326. maddesine (HUMK 417. madde) göre tarafların haklılık durumu dikkate alınarak yargılama giderlerinin hangi taraf ya da taraflardan alınacağına hükmedilmesi gerekeceği-
