Tapu iptali davasında, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden, Anayasa'nın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları geriye yürümese de ve 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin hüküm verildiği tarih itibariyle doğru ise de; iptal kararının kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı-
Dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak Hazine tarafından açılan iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, dava konusu parselin bitişikte bulunan mera parselinden açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı, tahsisli ve kadim meradan sayılan yerlerden bulunup bulunmadığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Tespit harici bırakılan ve kabulüne karar verilen taşınmazın bitişiğinde DSİ adına tapuda kayıtlı 242 nolu parsel bulunduğuna göre TMK'nın 713/3 maddesi gereği davanın DSİ'ye yöneltilmesi, davaya katıldığı takdirde tanık ve diğer delillerini bildirmesi için kendilerine imkan ve süre tanınması gerekeceği-
Davalı vekilinin temyiz itirazı reddedildiğinden, 3402 sayılı Kanuna 6099 sayılı Kanunla eklenen 36/ A maddesi gereğince tüm masrafların ve harcın davacı taraf üzerinde bırakılmasına gerektiğine, davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden, HMK'nın 323/1 maddesine göre yargılama giderlerinden sayılan harçtan ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı-
Dava konusu taşınmaz, Kadastro Müdürlüğü'nün 06.12.2013 tarihli yazısında belirtildiği üzere dere ve yol boşluğu olarak tespit dışı bırakılmış olup, böyle bir yerin TMK'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunun'un 14 ve 17. maddeleri gereğince edinilebilmesi için zilyetlik koşullarının davacı yararına gerçekleşmesi yanında aynı zamanda taşınmazın nitelik itibariyle de kazanmaya elverişli yerlerden olması gerekeceği-
Davacı taraf sadece davalıların miras bırakanına düşen 1500 TL bakımından istekte bulunmuş, ayrıca daireye yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların bedelini istemiş olup, kural olarak TEFE-TÜFE'nin, altın, döviz, işçi ve memur ücretlerindeki artışlar esas alınarak, uyarlanmak suretiyle dava tarihine kadar ulaştığı değerin bir hukukçu, bir bankacı ve bir mali müşavirden oluşan bir bilirkişi kurulu'nca hesaplanması gerekeceği-
MK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince tereke elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup mirasçıların taşınmaz üzerinde belirlenmiş payları olmadığından ve her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğundan ve tasarrufu işlemlerde de oybirliği arandığından (davada bir tasarrufı işlemdir) bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyetleri bulunmadığı; yani, tüm mirasçıların birlikte kayıt maliklerine karşı dava açması gerekeceği-
Harici satış sözleşmesinin tarafı olmayan kikşinin bu alım-satımdan doğan paradan sorumlu olmaması gerekeceği-
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, haricen satın alma ve muristen intikal hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince açılan mera sınırlandırmasının iptali isteğine ilişkin olup, komşu köyler halkı arasından tanıklarını bildirmeleri için taraflara süre ve imkan tanınması, yerel bilirkişilerin de meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından mahkemece belirlenmesi, taşınmazın bulunduğu köye ait tahsisli ve kadim mera kayıtları haritalarının İl ve İlçe Özel İdare Müdürlükleriyle Tapu Müdürlüğü'nden sorulması... gerekeceği-