Davacı tarafın talebinin muvazaa nedeniyle satışın iptali olduğu ve buna göre davaya bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu-
Tapu iptali ve terkin, men-i müdahale, yıkım davasında, işin esasının ve dava konusu taşınmazın, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve kararlarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil yargılama gideri yükletilemeyeceği-
Kesin hüküm, HMK'nun 303. (HUMK. m. 237) maddesinde düzenlenmiş olup, kesin hükümden söz edebilmek için, öncelikle, davanın taraflarının konusunun ve hukuki sebebinin aynı olması gerekeceği-
Dava TMK'nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, davacı dava konusu taşınmazın miras bırakanından kaldığını bildirdiğine ve taşınmazın da mirasçılar adına tapuya tescil edilmesini istediğine, tereke murisin ölüm tarihi itibariyle elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğuna göre davada yer almayan diğer mirasçıların yöntemine uygun bir biçimde muvafakatlarının alınması, davaya katılmalarının sağlanması veya TMK'nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanarak onun huzuruyla yargılamaya devam edilmesi, dava şartı yerine getirildikten sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekeceği-
3621 sayılı Kanun'un 5 ve 9. maddelerine göre de kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinin zorunlu olduğu- 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı-
Dava; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, dava konusu parselin, ham toprak niteliğinde Hazine adına tesciline karar verildiğine göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekeceği-
Dava; tespit tarihinden sonra, ancak tapu kaydının oluştuğu tarihten önceki satış senetlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, satış tarihi itibarı ile taşınmaz tapuda kayıtlı olduğundan, haricen satışı Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ve (6098 sayılı Borçlar Kanunun 237 m.) Tapu Kanunu'nun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersiz olup, böyle bir satışın, haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmeyeceği-
Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak Yasa'nın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemeyeceği; bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanunu'na tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine göre hakimin, Medeni Kanun'un 2. maddesini gözeterek açılan tescil davasını kabul edebileceği-
Dava, TMK’nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesine dayanılarak malik sıfatıyla davasız ve aralıksız en az yirmi yıl süreyle zilyetliğe dayanılarak açılmış, tapu kaydının iptali ile tescil isteğine ilişkin olup, kadastro tespit tarihi olan 05.09.2001 tarihinden geriye doğru yirmi yıl içinde, diğeri daha eski tarihli (1971-1981 tarihleri arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının getirtilerek, aynı tarihler arasında düzenlenmiş fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü’nden istenerek dosyaya eklenmesi, yeniden yapılacak keşifte konunun uzmanı jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi aracılığıyla hava fotoğraflarıyla istenen paftaların araziye uygulanması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre dava konusu taşınmaz ve çevresinin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi gerekeceği-