Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının zamanaşımını kesmeyeceği—
Kat malikleri kurulu tarafından bono (çek) düzenlenmesi konusunda yöneticiye yetki verilmiş olması halinde, senet bedelinden kat maliklerinin, aksi halde yöneticinin kişisel olarak sorumlu olacağı—
Alacaklının, asliye hukuk mahkemesinde -BK’nun 18. maddesine göre- açmış olduğu «tapu iptali ve tescil davası»nın, alacağın bağlı olduğu zamanaşımını kesmeyeceği—
Senet doldurulurken matbu olarak gösterilen «Türk Lirası» kelimesi çizilerek yerine «Amerikan doları» ibaresinin yazılmış olması ve senet içeriğinde yazı ile olan bölümde de bu hususun teyit edilmiş olması halinde tarafların iradesinin «Amerikan doları üzerinden borçlanmak» yönünde olduğunun kabulü gerekeceği—
Alacaklı tarafından başlatılan takipte adı yazılı olmayan ancak çıkarılan ödeme emrinde adı yazılı bulunan borçlu hakkında yapılan takibin süresiz şikayet yolu iptali gerekeceği–
«Şirketin tek imza ile temsil ve ilzam edilebileceğine» ilişkin başka bir genel kurul kararı ibraz edilmedikçe, varlığı tartışmasız olan şirketin çift imza ile temsil ve ilzam edilebileceğine dair genel kurul kararları uyarınca, «borçlunun itirazının kabulüne» karar verilmesi gerekeceği—
Senette yetkili olarak özel bir yerin gösterilmiş olmasının, genel yetki kuralını ortadan kaldırmayacağı, bu durumda, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerde de takipte bulunulabileceği- (Not: Yeni 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesinde "taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır" denilmiş olduğundan, artık bu içtihat, bu yeni düzenleme karşısında önemini yitirmiştir.)
Takip alacaklısının (hamilinin) kötüniyetli olduğu (senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği) iddia ve takip hukukuna açısından geçerli bir (yazılı) belge ile kanıtlanmadıkça, keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği -«ödeme» «takas» «bedelsizlik» gibi- kişisel def’ileri -vadeden önceki «temlik cirosu» ile senede hamil alan- takip alacaklısına ileri süremeyeceği (TTK. 690; şimdi; Yeni TTK. mad. 778 ve 599; şimdi; Yeni TTK. mad. 687) (Hâmilin bonoyu ciro yoluyla alırken, bile bile borçlunun zararına hareket ettiği (kötüniyetli olduğu) kanıtlanmadıkça, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan borçlunun «keşideci veya önceki hamillerden birisi ile, kendisi arasındaki» veya «keşidecinin, lehtarla kendisi arasındaki» ilişkiden doğan def’ileri, hâmile karşı ileri süremeyeceği)—