İCRA VE İFLÂS KANUNU > 6 - İflâs Yoliyle Takip > - III - KAMBİYO SENETLERİ (ÇEK, POLİÇE VE EMRE MUHARRER SENET) HAKKINDAKİ HUSUSİ TAKİP USULLERİ: > - A) Haciz yolu ile takip: > Madde 168 - Ödeme emri
Takip hukukuna ilişkin şikayet niteliğinde olan «ihalenin feshi» istemi TTK’nun 662. maddesinde öngörülen «dava» niteliğinde olmadığından, bu başvurunun, zamanaşımını kesmemesi gerekirse de, ihalenin feshinin istenilmesi halinde, alacaklı takip dosyasından alacağını tahsil edemeyeceğinden -dolayısıyla bu konuda takip dosyasında yapacağı bir işlem bulunmadığından- fiili imkansızlık nedeniyle dava süresince, zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinin kabulü gerekeceği—
Sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malları hakkında (bunların değerlerini de belirterek) ayrıntılı bilgi içermeyen ve yaşam tarzına göre geçim kaynaklarını, borcunu ne şekilde ödeyeceğini açıkça dilekçesinde belirtmeyen borçlunun bu eyleminin «mal beyanında bulunmama» suçunu (İİK. 337) oluşturacağı–
«Evinde haciz yapıldığını» Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği dilekçede açıklamış olan borçlunun en geç bu tarihte hakkında yapılan takipten haberdar olmuş sayılacağı—
Kambiyo senetlerine bağlı alacaklar hakkında BK. 73/I hükmünün (şimdi; TBK. mad. 89/I) uygulanamayacağı (poliçe, bono ve çek hakkında, alacaklının ikametgahının bulunduğu yerde takip yapılamayacağı)—
İcra mahkemesinde «imza»ya ve «borç»a itirazda bulunulmasının -ayrıca; icra mahkemesince «takibin durdurulmasna» karar verilmiş olmadıkça- zamanaşımını kesen sebeplerden olmadığı—
Borçlunun İİK. 168/5 uyarınca yaptığı itirazın öncelikle «süresinde olup olmadığı»nın icra mahkemesince irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği—
İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra, alacaklı tarafından asıl takibe geçilmemesi üzerine, alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda, «ihtiyati haczin hükümsüz olduğuna» icra müdürlüğünce karar verilmiş olması nedeniyle, daha sonra borçluya da ödeme emri tebliğ edilmemiş olduğundan, borçlunun takibe itiraz hakkı bulunmayacağı—
Borçlunun ödeme emrine itiraz (şikayet) dilekçesinde, ayrıca «tebligatın usulsüzlüğünü» de ileri sürmüş olması halinde, icra mahkemesinin, öncelikle, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olup olmadığını -dolayısıyla; itirazın (şikayetin) süresinde olup olmadığını- araştırması gerekeceği—