«Senedin rakam ve yazı ile değerini gösteren bedelleri arasında fark bulunması halinde, yazı ile bildirilen değere, itibar edileceğine» ilişkin kuralın [TTK. 588/I; şimdi; Yeni TTK. mad. 676/(1)], senette tahrifat (değişiklik) yapılmamış olmaması halinde geçerli olacağı—
«Ticari temsilci (mümessil)»in, bir «ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından, işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere, sarih veya zımni, kendisine izin verilen kimse» olduğu (BK. 449; şimdi; TBK. mad. 547); «ticari temsilci»nin, «iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun adına müessesenin amacına dahil olan bütün tasarrufları yapmak yetkisine sahip» olduğu (BK. 450/I), «ticari vekil»in, kambiyo taahhüdünde bulunabilmek için özel yetkiye sahip olması gerektiği halde (BK. 388; şimdi; TBK. mad. 504), «ticari temsilci»nin ise, böyle bir özel yetkiye sahip olmadan kambiyo taahhüdünde bulunabileceği—
Alacaklının elinde bulunan senet arkasında «senedin ..... lirasının alındığını» belirten yazı gereğince, alındığı belirtilen miktarın senet tutarından indirilmesi gerekeceği, borçludan ayrıca bir makbuz (ödeme belgesi) istenemeyeceği—
Takip konusu çekte, keşideci şirket adına imzası bulunan kişinin, ortaklar kurulu kararı ile şirket ortaklığından ve temsilciğinden ayrılmış ve bu durumun, ticaret sicili gazetesinde yayımlanmış olması ve çekin keşide tarihi itibariyle şirketi temsil ve ilzama başka kişilerin yetkili olması halinde, şirketin yaptığı «borca itiraz»ın kabulü gerekeceği (Bu durumda takip konusu çekin ... tarihli çek tahsilat makbuzu ile kendilerine verildiğini resmi olmayan nitelikteki bir belge ile ileri süren alacaklının talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği)—
Poliçeler hakkında uygulanması gereken TK.'nun 644. maddenin (yeni TTK.’nun 732. maddesinin) bonolar hakkındaki dava ve takiplerde de uygulanamayacağı, çünkü eski TTK. nun 690. maddesinde 644. Maddesine atıf yapılmamış olduğu, bu durumda davacının ancak genel hükümlere dayanarak “haksız edinim” kurallarına göre dava açabileceği- (NOT: Bu içtihat yeni 6102 sayılı TTK.’nun 778. maddesinin (d) bendi uyarınca geçerliliğini yitirmiştir. Çünkü bu bentte açıkça “TTK.’nun 732. maddenin de bonolar hakkında uygulanabileceği” öngörülmüştür.)-
Borçlunun «takipten önce uygulanan» ve «takipten sonrası için uygulanması istenen» faiz oranına itiraz etmemiş olması halinde, takip öncesi için istenen faiz oranına göre hesaplanan faiz miktarı kesinleşmiş bulunduğundan, bunun değiştirilemeyeceği, ancak takipten sonra istenecek «avans faiz oranı» göre temerrüt faizi oranının icra müdürlüğünce kademeli olarak (dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre) faiz hesabının yapılması gerekeceği—