Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanun'nun 101/I. maddesi gereğince, asıl alacağa temerrüt faizi uygulanabilmesi için alacağın, istenebilir olması yeterli olmayıp; takip borçlusunun, alacaklı tarafından “borçlu temerrüdüne” düşürülmesinin zorunlu olduğu-
İcra takibine konu bononun tanzim tarihinin vade tarihinden sonra olması halinde kambiyo senedi niteliği taşımayacağı ve belgeye dayalı olarak 'kambiyo senetlerine' özgü icra takibi başlatılamayacağı, davacı borçlu da bu kambiyo senetlerine özgü takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş bulunduğundan, menfi tespit istemine konu icra takibinin dayanağı olan senedin kıymetli evrak vasfı taşıyıp taşımadığının araştırılmasının da somut uyuşmazlığın çözümü için gerekli bir husus olduğu-
HMK.nun 165/1. maddesine göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” gereğince, davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunmasına göre HMK'nun 165.maddesi gereğince dosyanın bekletici sorun yapılarak kesinleşmesinin beklenmesi gerekeceği-
İcra Hukuk Mahkemeleri dar yetkili olup, takip hukukundan kaynaklanan davalara bakan mahkemeler olduğundan, İcra Hukuk Mahkemelerinde yapılan bilirkişi incelemesinin genel yetkili mahkemelerde kesin delil olarak kabul edilmemesi gerekeceği-
Menfi tespit davası sonuçlanıp kesinleşinceye kadar alacaklının takip dosyasında işlem yapma zorunluluğu bulunmadığından zamanaşımı süresi, menfi tespite ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlayacağı için, menfi tespit davasının reddi üzerine alacaklı zamanaşımı süresi dolmadan takibe geçtiğinden mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yargılama esnasında tarafların anlaştığı ve dava konusu senetlerin davacıya iade edildiği, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair kararın, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının yerine getirilmesinden önce verildiği, bu nedenle hesaplanacak nisbi vekalet ücretinin yarısı oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Menfi tespit ve istirdat davalarının genel hükümlere tabi olduğu ve göreve ilişkin özel bir hükmün öngörülmediği-
Menfi tespit davası, konusu belli bir değerle ilgili bulunduğundan, borçlunun borçlu olmadığını iddia ettiği miktar üzerinden nispi harç alınmasının gerekeceği-