İİK.nun 135. maddesi gereğince çıkarılan tahliye emrinin iptali isteminin icra mahkemesince reddi üzerine iflas idaresinin tahliyenin devamı hakkındaki kararının iptaline ilişkin icra mahkemesince verilen kararın temyizi kabil olduğu (İİK. mad. geç. 7, 363/1-3)-Şikayetin, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmayacağı, İİK.nun 135. maddesine dayalı olarak çıkarılan tahliye emrinin iptali istemli yargılama sırasında icra mahkemesince, tahliyenin hüküm verilinceye kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olduğundan, konu hakkında mahkeme esasa ilişkin karar verdiğinde bu tedbirin artık hüküm ifade etmeyeceği- İhale konusu taşınmazı işgal etmekte olan üçüncü kişinin, taşınmazı tahliye etmesi gerekmediğinin tespiti amacıyla genel mahkemede tespit davası -İİK. mad. 72 anlamında bir menfi tespit davası- açabileceği, tahliye tehdidi (İİK. mad. 135) altında olan üçüncü kişinin menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu, alıcının tahliye talebinde bulunmasından sonra açılan menfi tespit davalarında, mahkemenin, İİK. mad. 72/3, c: 1 gereğince tedbiren tahliyenin durdurulmasına karar veremeyeceği, ancak İİK. mad. 72/3, c:2 hükmü kıyasen uygulandığında tahliye işleminden sonraki, taşınmazın alıcıya teslim edilmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verebileceği- Genel mahkemede menfi tespit davası (İİK. mad. 72) açılmış olması, icra mahkemesinde görülmekte olan şikayet bakımından bekletici mesele yapılmasını gerektirmeyeceği- Asliye hukuk mahkemesinin verdiği ihale konusu taşınmazın ihale alıcısına teslim edilmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının iflas müdürlüğünce uygulanması zorunlu olduğundan, bu karar taşınmazın tahliyesini engellemez ise de, ihale alıcısına teslim edilmesini engelleyeceğinden, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile üçüncü kişinin taşınmazın tesliminin durdurulmasına ilişkin isteminin kabulü gerekeceği-
Davalı alacaklı olduğunu davacının da kabulünde olan takibe dayanak yazılı belge ile ispat ettiğinden; bu belgenin aksini iddia eden davacının borçlu olmadığı yönündeki savunmasını yazılı delille ispat etmesi gerekeceği-
İ.lı işleme dayalı bir davanın kural olarak yazılı delille kanıtlanması gerekmekte ise de, inanç sözleşmesi, yazılı belge ile kanıtlanamadığına göre, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek, karşı tarafın elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgenin varlığı halinde; inanç sözleşmesinin tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği-
İİK.nun 135. maddesi gereğince çıkarılan tahliye emrinin iptali isteminin icra mahkemesince reddi üzerine iflas idaresinin tahliyenin devamı hakkındaki kararının iptaline ilişkin icra mahkemesince verilen kararın temyizi kabil olduğu (İİK. mad. geç. 7, 363/1-3)-Şikayetin, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmayacağı, İİK.nun 135. maddesine dayalı olarak çıkarılan tahliye emrinin iptali istemli yargılama sırasında icra mahkemesince, tahliyenin hüküm verilinceye kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olduğundan, konu hakkında mahkeme esasa ilişkin karar verdiğinde bu tedbirin artık hüküm ifade etmeyeceği- İhale konusu taşınmazı işgal etmekte olan üçüncü kişinin, taşınmazı tahliye etmesi gerekmediğinin tespiti amacıyla genel mahkemede tespit davası -İİK. mad. 72 anlamında bir menfi tespit davası- açabileceği, tahliye tehdidi (İİK. mad. 135) altında olan üçüncü kişinin menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu, alıcının tahliye talebinde bulunmasından sonra açılan menfi tespit davalarında, mahkemenin, İİK. mad. 72/3, c: 1 gereğince tedbiren tahliyenin durdurulmasına karar veremeyeceği, ancak İİK. mad. 72/3, c:2 hükmü kıyasen uygulandığında tahliye işleminden sonraki, taşınmazın alıcıya teslim edilmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verebileceği- Genel mahkemede menfi tespit davası (İİK. mad. 72) açılmış olmasının, icra mahkemesinde görülmekte olan şikayet bakımından bekletici mesele yapılmasını gerektirmeyeceği- Asliye hukuk mahkemesinin verdiği ihale konusu taşınmazın ihale alıcısına teslim edilmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının iflas müdürlüğünce uygulanması zorunlu olduğundan, bu karar taşınmazın tahliyesini engellemez ise de, ihale alıcısına teslim edilmesini engelleyeceğinden, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile üçüncü kişinin taşınmazın tesliminin durdurulmasına ilişkin isteminin kabulü gerekeceği-
Davalı tarafın uyuşmazlığa konu edilen toplam 40.000,00 TL tutarlı çekin ticari ilişki kapsamında oluşan kur farkı alacağına karşılık verildiğini bildirmekle ispat yükünü üzerine aldığı, bu durum karşısında davalı tarafın kur farkı alacağının varlığına yönelik delillerin dosyaya ibrazı sağlanarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmediği-
İcra takip ve dava konusu bonoların arkasında bulunan “bedeli teminattır” kaşesi bonoların neyin teminatı olduğunu açıkça göstermediğinden bonoların teminat bonosu olduğu kabul edilemeyeceği; bu durumda keşideci davacının, bonoların ciro yoluyla hamili olan davalı bankanın iyi niyetli hamil olmadığını kanıtlamakla yükümlü olacağı-
Mahkemece senedin tanzim tarihinden önceki tarihli davacının imzasını içerir belgeler de celbedilerek senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, alınacak rapor diğer delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
"Kira Sözleşmesi Fesih Protokolü” başlıklı protokolün, taraflar arasındaki davayı da kapsadığının protokol içeriğinden anlaşılmasına ve protokolde tarafların karşılıklı olarak vekalet ücreti talep etmeyeceklerinin kararlaştırılmış olmasına göre, tarafların anlaşmalarının aksine taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-
Keşidecinin lehdara borçlu bulunmadığı kanıtlanmadıkça hamilin senedi iktisabında kötüniyetli olduğunu söylemek, 6762 sayılı TTK.'nun 599. md. hükmünün konuluş amacıyla bağdaşmayacağı, mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, 6100 Sayılı HMK'nun 4/a maddesi gereğince kiralanan taşınmazların, İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği-