Davacı tanıkları beyanlarında, dava konusu ziynetlerin davacı tarafından saklanması için kayınvalidesine verildiğini, sonradan da ev alımı için bozdurulduğunu ifade etmişlerse de, hem bu tanıklar davacının babası ve kardeşi olup, yakın akrabalık ilişkileri nedeni ile, beyanlarının taraflı olabileceği, hem de olaya ilişkin bilgilerinin duyuma dayalı olması nedeni ile hükme esas alınmasının hatalı olduğu-
Davalı-davacı kadının, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispatlamak zorunda olduğu-
Uyuşmazlık konusu 5510 sayılı Kanun’un 56/2. maddesine dayalı olarak Kurumca açılan ve yersiz ödenen aylıkların geri alınmasına ilişkin davalar ile hak sahibi tarafından açılan Kurum işleminin iptali ve aylık bağlanması talebine ilişkin davalarda özellikle, boşanılan eşle kurulan ilişkinin “fiili olarak birlikte yaşama olgusu” kapsamında yer alıp almadığının, ilişkinin niteliği ve başlangıç tarihinin açıkça ortaya konulmasının gerekeceği-
Takip borçlusunun davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran bir ilişkinin davalı (alacaklı) tarafından ileri sürülmesi gerekmekte olup, böyle bir ilişkiye dayanmadan soyut olarak borçlunun davacıdan alacaklı olduğu ileri sürülemeyeceği ve bu ilişkinin neye dayalı olduğu açıklanmadan davacıdan borçlu olmadığını ispat etmesinin beklenemeyeceği-
TMK. 6. maddesi uyarınca davacının hakkını dayandırdığı hususların varlığını ispatla yükümlü olduğu-
Tapuda dava dışı T. Akbay adına kayıtlı iken 1995 yılında davalı tarafından satın alındığı taraflar arasında ihtilafsız olan dava konusu 191 ada 20 parsel üzerinde inşa edilen binanın zemin kat 2 numaralı depolu dükkan ile 2. kat 5 numaralı bağımsız dairenin davalı M. Etik adına 15.3.2007 tarihinde kat irtifakı yolu ile edinildiği ve halen tapuda adına kayıtlı bulunduğu, dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiği ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu (TMK. mad. 6)- Davacı ipotek tesis edilen konutun aile konutu olduğunu ve ipotek alacaklısının iyi niyetli olmadığını kanıtlamak zorunda olduğu- Mahkemece davacıya bu konudaki delillerini, davalılara da karşı delillerini bildirmesi için süre verilip gösterdiği taktirde delillerin toplanıp, tanıklarının dinlenmesi delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği- 
Ödediği kredi borçlarının asıl borçludan tahsilini isteyen kefilin ödeyen olarak adı yazılı olmasa da makbuz asıllarını elinde bulundurmasının ödemeye karine teşkil edeceği-
Normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekip; davacının, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altında altında olduğu-