Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükünün davalı/alacaklıda olup, alacaklının hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumunda olduğu, borçlunun bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmesi ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmesi halinde bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfetinin davacı borçluya düşeceği-
Taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, ipotek tesisine ilişkin işlemden önce taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığı, bu durumda davalı bankanın ipoteğe ilişkin kazanımı iyi niyetli ise korunacağı- Davacının lehine ipotek tesis edilen davalı bankanın kötü niyetli olduğunu kanıtlayamadığı-
Davalı-karşı davacı kadının talebine konu ziynet eşyalarının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu-
Mahkemece, dava konusu taşınmazın satış vaadi tarihindeki satış bedelinden ödenmeyen kısmının dava tarihinde hangi değere ulaştığı güncelleştirme metodu ile bilirkişiye hesaplattırılarak, bu bedelin davacıya depo ettirilip birlikte ifa kuralı gereği davanın kabul edilmesinin gerekeceği, alıcının bono bedelini ödediğini ispat etmekle yükümlü olduğu-
Taşınmazın tapu kaydında, ipotek tesisine ilişkin işlemden önce aile konutu olduğuna ilişkin bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilmiş olan banka iyiniyetli ise bu kazanımın korunacağı-
İpoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davalar da; taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, İpoteğin tesisi işleminden önce, taşınmazın tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh bulunması durumunda, davalı iyi niyetli ise ipoteğe ilişkin kazanımının korunacağı-
Kadın, ziynet eşyasının koca tarafından alındığını ve iade edilmediğini ileri sürmüş, koca ise, ziynetlerin kadın tarafından götürüldüğünü savunmuş olduğundan; kadının dava konusu ziynet eşyalarının varlığını, elinden alındığını ve iade edilmediğini, eşinde kaldığını ispat yükü altında olduğu- Davalı-davacı koca, davacı-davalı kadın adına kayıtlı bulunan taşınmazın kendisi tarafından alındığını, bu nedenle kadın adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini de talep ettiğinden ve yatırılan başvurma harcı her iki talebi de kapsadığından kocanın bu talebiyle ilgili davası yönünden dava değerinin açıklattırılması, peşin nispi harcın tamamlanması için süre verilmesi, harcın tamamlanması durumunda ise boşanma hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleştiği ve ilgili davanın incelenebilir hale geldiği nazara alınarak bu talep yönünden inceleme yapılıp bir karar verilmesi gerekeceği- Velayeti anneye verilen müşterek çocuklar ile baba arasında uygun kişisel ilişki kurulması gerektiği-
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu-