Muvazaalı uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu- Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması ve doğru şekilde değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığı- Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk olduğu- TMK. mad. 6 uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olayların varlığını ispatla yükümlü olduğu- 6100 sayılı HMK. mad. 190/1 gereğince ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu-
Tasfiyeye konu taşınmazın satışından elde edilen paranın davalı tarafından evin ve çocukların ihitiyaçlarına harcandığını savunmasına karşı davacının harcanmadığına yönelik yeminli beyanına göre, taşınmazın davacının katılma alacağını azaltma kastı ile devredildiği kabul edilerek katılma alacağına hükmedildiği, davalı adına satın alınan tasfiyeye konu bağımsız bölümün boşanma dava tarihinden yaklaşık iki yıl önce devredildildiği anlaşılmış olup mal rejimin sona erdiği tarihte tasfiye konu mevcut mal olmadığına göre, TMK 229 maddesine göre eklenecek değerlerin varlığını yani, mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devir olduğunu davacının ispatlaması gerektiği- Davacı tarafından taşınmazın devir parasının mevcut olduğunun iddia ve ispat edilmemiş, ayrıca davalının diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devir yaptığı ispatlanamamış olup ispat külfeti davacı da olmasına rağmen mahkemece yemin hakkı yanlış tarafa yöneltilmiş olduğu, bunun yerine, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı tanıkları dinlenilmeden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılacağı, dava konusu kadına ait altınların koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabileceği, çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesinin zorunlu olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis istemine ilişkin davada, davacı tarafından isimleri bildirilen tanıklar dinlenmeden sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Asıl dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olup davaya konu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığından, tespit davası açılmasında güncel hukuki yarar bulunduğundan söz edilemeyeceği- Asıl davada davalı olan tarafa, tespit davasını açması için süre verilmesinin hatalı olduğu (HMK. mad. 24/2)-
Dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının düğünde takılan altınların tamamının düğünden sonra bozdurularak borçların ödendiğini beyan ettiklerinden, davalının annesi tanık ve davalının babası tanık ise tarafların düğünü olmadan önce davalının kendi bütçesine göre o dönemde masrafı 2.000 TL bulunan bir düğün salonu tutmuş olduğunu; ancak davacının bu salonu beğenmediğini, kendi düğününün bir kez olacağını, takı istemediğini, kendisi için bu hususun daha önemli olduğunu söyleyerek 4.650 TL tutarında bir düğün salonunu beğenip, davalıya düğünde gelen altınları bozdurmak suretiyle bu salonu kiralamak istediğini söylediğini, düğünden sonra da davalının davacının isteği üzerine bir kısım altınları bozdurarak 4.650 TL düğün salonu masrafını ödediğini beyan ettiklerinden, mahkemece, davalı kocanın, düğün salonu masrafı için bozdurulan ziynetler yönünden davacının rızasını ispatladığı kabul edilerek, düğün salonu masrafı için hangi ziynetlerin bozdurulduğu tespit edilmek suretiyle bu takılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibine konu yapılan senedin ihdas nedeninin belirtilmemiş olup davalı alacaklı lehtarın "senedin davacıya satışı yapılan mal bedeli olarak alındığını" bildirmesi halinde, davalı alacaklı, senedin ihdas nedenini "malen" olarak belirttiğinden, aksini iddia eden davacı borçlunun iddiasını, senedin bedelsiz olduğunu yazılı belge ile kanıtlaması gerekeceği- İcra takibinde alacaklı sıfatının bulunmayan davalı yönünden ise pasif dava ehliyetinin dikkate alınması gerektiği-
İspat yükünün hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşeceği, öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları kanıtlaması gerekeceği-
Herkesin iddiasını ispatla yükümlü olduğu-
Ecrimisil isteğine ilişkin davada, tespit dosyasında yer alan bilirkişi raporunda ismi bildirilmeyen çalışanın beyanı ile soyut tespitine dayanılarak, davalıların taşınmazı haksız kullanımı kabul edilip 5 yıllık dönem için ecrimisile hükmedilmiş ise de,  davacının 5 yıllık haksız kullanım iddiasını ispat ettiğinin kabul edilemeyeceği- Davalıların dolaylı kabulleri ve tespit dosyasındaki bilirkişinin taşınmazın kullanım alanına ilişkin tespit ve değerlendirmeleri göz önüne alınarak davalıların taşınmazı haksız olarak kullandıkları sürenin açıkça tespiti ile bu süre gözetilerek ecrimisile hükmedilmesi gerektiği-