Mahkemece aradan 41 yıl geçtikten sonra muvazaa iddiası ile dava açılması hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmiş ise de, muris muvazaası iddiası ile açılan iptal ve tescil/tazminat davaları hak düşürücü süreye tabi bulunmadığından ve her zaman dava açılabileceğinden hakkın kötüye kullanılmasından bahsedilemeyeceği-
Kadının, dava konusu ziynet eşyasının erkekte kaldığını ve iade edilmediğini gösterdiği delillerle ispat edemediği, davacı kadın delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığına göre, ispatlanamayan ziynet alacağı talebinin reddi gerekeceği-
İspat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan davacı-karşı davalı kadına ziynet eşyalarına ilişkin talebi konusunda diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 255. ve devamı maddelerindeki yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilip, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İşçinin fazla çalışma iddiasını ispatla yükümlü olduğu- Tanık anlatımları dikkate alındığında davacının fazla çalıştığını ispatlayamadığı, davacının daha önce sunmadığı, bozma ilamından sonra sunduğu ve davalı tarafça açıkça muvafakat edilmeyen parmak izi kayıtları da değerlendirilerek fazla çalışma ücreti alacağına hükmedilemeyeceği-
Davalıya devredilen taşınmazların miktarı, davacılara muristen taşınmaz kalmaması, davalı tanıklarının davacı lehine olan beyanları, davalının satın alma savunmasının ispat edilememesi, ülkemizin bir gerçeği olan erkek evladın kayırılması olguları birlikte değerlendirildiğinde murisin asıl amacının oğlu lehine kız evlatlarından mal kaçırmak olduğu-
Muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerektiği, bu kapsamda HMK 190. maddesi ve TMK. 6 maddesi gereğince herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği- Temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek eldeki dava açılmış ise de, davacılar iddialarını ispatla yükümlü olup dosya içeriği, toplanan deliller ve tanık beyanları nazara alındığında tarafların mirasbırakanının çekişme konusu taşınmazı davalıya temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, mirasbırakanın davalı ile birlikte yaşadığı ve tüm ihtiyaçlarının davalı tarafından karşılandığı, diğer yandan, her ne kadar resmi akitte gösterilen bedel, akit tarihindeki gerçek bedelden düşük ise de, salt bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olamayacağı, dosya kapsamında mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir sebebin ortaya konulamadığı saptanmış olup, davacıların muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, bir başka ifade ile temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varıldığı- Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunun ispat külfetinin, senedi elinde bulunduran alacaklıda olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu- Mahkemece, davalı-karşı davacı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise bunun sürekli mahiyette olup olmadığı, gelirinin düzenli ve yeterli olup olmadığı hususu yeniden araştırılarak ve davacı-karşı davalı erkek hakkında da sosyal ekonomik durum araştırması yapılarak yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekeceği- Davacı kadının dava dilekçesinde düğünde takılan set takımının rızası dışında erkeğin ihtiyaçları için parça parça satılıp harcadığını iddia ettiği, davalı erkeğin ise bu iddianın doğru olmadığını, ziynetlerin kadının abisine verildiğini savunduğu, davacı kadının ziynet eşyasının erkek tarafından satıldığını veya zorla alındığını ispat yükü altında olduğu-