Davacının, evlendikten bir süre sonra Türkiye'de kaldıklarını, daha sonra Belçika'ya gittiğini, Belçika'ya gittikten sonra kendisinde bulunan ziynet eşyalarını davalıların baskısı sonucu 3 bilekliği kendisinde bırakarak davalılara verdiğini ileri sürerek talepte bulunduğu, yani davacının bunların kendisine teslim edilmediğini değil bunların zorla elinden alındığını belirttiği, bu durumda, senette imzası bulunan davalıların senetle teslim aldıkları ziynetleri davacıya iade ettiklerinin kabulü gerekeceği-
Ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu, bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesinin de mümkün olduğu, bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekeceği, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesinin olağan durumla bağdaşmayacağı-
Kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, bedel talebine yönelik yemin metninin hazırlanması bakımından yemin teklif eden davacı tarafa kesin süre verilerek, yemin sorusu yeteri kadar açık bir şekilde tespit edip, karşı tarafın da yemini kendisine teklif edilen yemin metni çerçevesinde eda etmesi sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bedeller arasındaki aşırı oransızlığın tek başına muvazaanın kanıtı olmadığı-
Mirasbırakanın amacının mirastan mal kaçırma olmadığı, kendisinin yaşlılığı döneminde 6-7 yıl boyunca evine alarak tüm bakım ve gözetimi ile ilgilenen davalıya minnet duygusu ile dava konusu taşınmazı devrettiği, bu hususun mahkemenin de kabulünde olduğu, davacıların mirastan mal kaçırma yönündeki iddialarını kanıtlayamadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği- Mirasbırakanın amacının mirastan mal kaçırma olmadığı, trafik kazasında ölen oğlunun eşi olan davalının mağdur olmaması amacı ile dava konusu taşınmazın devrinin davalıya yapıldığı-
Davacının, tanık beyanları, boşanma ve eldeki dosyadaki diğer delillerle ziynetlerin elinden alındığını, evden ayrılırken ziynetleri yanında götürmediğini, ispat edemediği, davacı vekilinin, yemin deliline dayanmayacaklarını belirttiği, hal böyle olunca mahkemece; ziynetlerin davacı kadının elinden alındığının ispatlanamadığı, ayrıca davacının evden ailesi ve yakınları ile birlikte bir kısım kişisel eşyalarını alarak ayrıldığı hususu birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Gerek doktrinde gerek Kanun'da belirtilen ispat kuralları gereğince, davacının E.zığ'da düğünde takılan ziynetlerin sayı ve niteliğini ispatlaması gerekeceği, davacının Yozgat'ta yapılan düğünde konuklar tarafından takıların neler olduğunu dinlettiği tanık beyanları ve CD görüntülerinden ispat edemediği, davacı, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan, davacı tarafa davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği- Tüm dosya içeriği ve tanık anlatımları ile birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın mirastan mal kaçırma amacıyla temliki gerçekleştirdiği iddiasının sübuta ermediği sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Harç ve vekalet ücretinin keşfen saptanan ve harcı tamamlanan dava değeri üzerinden hesaplanması gerektiği-
Temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, somut olayda, dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakan ile davacılar arasında bir problem yaşanmadığı gibi mirasbırakanın mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir nedenden de  söz  edilmediği dolayısıyla  mirasbırakanın mal kaçırma kastı ve temlikin muvazaalı olduğunun usulünce ispat edilemediği anlaşıldığından, davacıların  iddialarının  kanıtlanamadığı  gözetilerek  subut  bulmayan  davanın  reddine  karar  vermek  gerekeceği-