5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesinde düzenlenmiş bulunan “emekli maaşlarına haczedilemeyeceğine” ilişkin düzenlemenin, kamu düzeni ile ilgili olduğu ve bu nedenle de bir süreye tabi bulunmadığı-
Borçlu tarafından yapılmış olan meskeniyet şikayetinde icra mahkemesince “bilirkişi ücreti, vasıta gideri ve keşif heyeti yolluğunun davacı tarafça yatırılması için kesin süre verilmiş olması ancak, masrafların yatırılmaması halinde sonuçlarının ne olacağı konusunda” borçluya herhangi bir ihtaratta bulunulmamış olması nedeniyle”, mahkeme tarafından verilmiş olan ara kararının yerine getirilmemiş olmasının, şikayetçi aleyhine sonuç doğurmayacağı-
Çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ödemelerin –“bu ödemelerin haczedilmeyeceği” 2001 yılına ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarında ve Tarım Kanunu’nda herhangi bir hüküm bulunmaması nedeniyle- haczedilebileceği-
İİK’nun 82/I-12. maddesi gereğince borçlunun haczedilemeyecek olan evinin “haline münasip olup olmadığı”nın belirlenmesi için, evin, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekeceği, buradaki “aile” teriminin geniş anlamda olup “borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü oldukları kişileri” kapsadığı- Borçlunun bulunduğu yerin daha mütevazi semtinde, ihtiyacı olan haline uygun bir evin değerinin bilirkişiden rapor alınarak saptanıp, haczedilen evin değerinin bu miktardan fazla olması halinde, evin satılmasına karar verilip, satış bedelinden kendisine mesken alması için gerekli miktarın borçluya bırakılıp, kalan tutarın alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
Haciz tarihinden önce, şikayetçi 3. kişinin “borçlunun borcundan dolayı üzerine haciz konulmuş olan taşınmazın mülkiyetini hükmen kazanmış olması” halinde, icra mahkemesince şikayetin kabul edilerek “haczin kaldırılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak, icra mahkemesi kararlarının “kesin hüküm” teşkil etmedikleri, tarafları ve konuları aynı olan kararların, kesinleşmesi koşuluyla, birbirlerine karşı (önceki kararın sonrakine karşı) “kesin hüküm” teşkil edeceği- Köyün malvarlığından kaynaklanan akar niteliğindeki özel gelirlerinin haczi mümkün olduğundan, önceki icra mahkemesi kararının tarihinden sonra hesaba giren paralar yönünden kesin hüküm oluştuğunun söylenemeyeceği ve bu durumda mahkemece haciz konulan banka hesabına ilişkin hesap ekstreleri getirtilip,  gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, hesaptaki paraların niteliği tesbit edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-