Borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirketin ortaklarının aynı kişiler veya aynı soyadını taşıyan kişiler olması ya da temsilcilerinin aynı kişi olması halinde şirketler arasında «organik bağ» bulunduğu ve dolayısıyla bunlar arasındaki -devir, satış, kira gibi- işlemlerin -kural olarak- alacaklardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olarak kabulü gerekeceği–
“Köy orta malı” nın, köy tüzel kişiliğinin taşınır ve taşınmaz tüm mallarını kapsayan bir kavram olduğu, köye ait taşınır ve taşınmaz mallarının haczi mümkün değilse de, köyün mal varlığından kaynaklanan akar niteliğindeki –köy kahvesinin kira geliri gibi- özel gelirlerinin haczinin mümkün olduğu-
“Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi” tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleştirilmedikçe, mülkiyetin alıcıya intikalini sağlamayacağı; sicile şerh verilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 5 yıl süreyle 3. kişilere karşı ileri sürülebileceği; haczin kaldırılması için anılan süre içerisinde alıcının “tescil davası” açıp, adına taşınmazı tescil ettirmesi gerekeceği-
Yenileme haczi ile, borçlunun yeniden meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının doğmuş olacağı-
Başlatılmış olan ilamlı takipte gönderilen icra emrinin kısmen düzeltilmesine icra mahkemesince karar verilmiş olması halinde, yeni “icra emri” tebliğ edilmeden konulmuş olan hacizlerin hükümsüz sayılacağı-
Borçlunun ileride doğacağı kuvvetle muhtemel olan “emekli ikramiyesi”nin haczine yasal bir engel bulunmadığı-
Mahkemece verilmiş ve kesinleşmiş olan “tapu kaydının iptali ile taşınmazın şikayetçi 3. kişiler adına kayıt ve tesciline” ilişkin karardan sonra, “taşınmaz üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nun 82/I-12. maddesi gereğince borçlunun haczedilemeyecek olan evinin “haline münasip olup olmadığı”nın belirlenmesi için, evin, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekeceği, buradaki “aile” teriminin geniş anlamda olup “borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü oldukları kişileri” kapsadığı- Borçlunun bulunduğu yerin daha mütevazi semtinde, ihtiyacı olan haline uygun bir evin değerinin bilirkişiden rapor alınarak saptanıp, haczedilen evin değerinin bu miktardan fazla olması halinde, evin satılmasına karar verilip, satış bedelinden kendisine mesken alması için gerekli miktarın borçluya bırakılıp, kalan tutarın alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
İİK’nun 82/12. maddesi uyarınca mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik başvurunun “şikayet” niteliğinde olduğu; bu şikayet, kamu düzeni ile ilgili bulunmadığından, aynı Kanun’un 16/I maddesi gereğince; “bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde” icra mahkemesine bildirilmesi gerekeceği-