İİK. nun 82/12. maddesinde yazılı istisnanın, alacağın bizzat evin bedelinden kaynaklanması halinde uygulanabileceği-
Trafo taşınmazının mütemmim cüzü niteliğinde olmadığı ve taşınmazdan ayrı haczinin mümkün olduğu-
Kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilam tarihi 28.12.2012 olup, 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesinin yürürlük tarihi olan 11.06.2013 tarihinden önce olduğundan ayrıca eylemin 1983 yılından sonra olduğu, borçlu idarenin haczi kabil malvarlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
Taşınmaz için düzenlenen resmi senette, irtifak hakkının konusu belirlenmiş olup taşınmaz mal üzerinde özel kafeterya, dinlenme ve seyir salonu, kahvehane ve kafeterya yapılacağı belirtilmiş olup irtifak hakkının konusu itibariyle taşınmaz üzerinde inşaat yapma hakkı tanıyan üst hakkı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, üst hakkı 49 yıllığına 30 yıldan daha fazla süreli tesis edilmekle beraber, resmi senette, borçlu şirketin Turizm Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’ndan izin almadıkça irtifak hakkını kısmen veya tamamen, üçüncü kişi veya kuruluşlara devredemeyeceği, ipotek tesis ettiremeyeceği, kurulan tesislerin işletmeciliğini kiralayamayacağı belirtildiğinden, söz konusu üst hakkının taşınmazdan bağımsız nitelikte olmadığı, üst hakkının tesis edildiği taşınmazın Kültür ve Tabiat Varlığı niteliğinde olduğu ve kamu malı niteliği itibariyle taşınmazdan bağımsız nitelikte olmadığı hususu göz önüne alınarak resmi senette böyle bir düzenlemeye gidilmiş olduğu ve bu sebeplerle üst hakkının taşınmazdan bağımsız olmaması sebebiyle ayrı olarak haczi mümkün olmayıp, ancak üst hakkından elde edilen gelirin haciz konusu yapılabileceği-
Şikayetçi üçüncü kişilerin, takipte taraf olmadıkları gibi, henüz adlarına kayıtlı taşınmazlar üzerine alacaklı tarafça konulan bir haciz de bulunmadığından, kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle borçlu lehine doğacak haklara icra dosyası üzerinden konulan haczin ve bu haklarla ilgili olarak verilen yetki belgesinin iptalini istemede hukuki yararlarının bulunmadığı-
Davalılar arasında muvazaalı olarak tanzim edilen bono ile bu bonoya istinaden yapılan icra takibinin durdurularak iptaline, anılan dosyadan hacizli taşınmazın satışının önlenmesine, muvazaalı senet ve buna dayalı takip ile bu takip dosyasından haciz konulması ve satış işleminin iptaline karar verilmesini talebiyle İİK 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında, "davalıların mali ve içtimai durumları gözetildiğinde 120.000 TLlik paranın ticari bir ilişkiye dayanmadan borç verilebilecek miktar olmadığı, borç verdiği iddia edilen üçüncü kişinin ekonomik durumunun buna müsait olmadığı, davacının destekten yoksun kalma tazminatı alacağının belirlenmesi için açılan davada alınaın bilirkişi raporunda davacı için belirlenen tazminat alacağı ve rapor tarihi ile bononun tanzim tarihi nazara alındığında davalılar arasındaki bu borç-alacak ilişkisinin muvazaalı olduğunun açıkça anlaşıldığı, davalı borçlunun hakkındaki takibe itirazda bulunmadığı gibi mal beyanı vermediği halde davacı tarafından yapılan icra takibinde mal beyanı verip haciz konulan taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunduğu, davalılar arasındaki alacak-borç ilişkisin gerçeği yansıttığı yönünden başka delil sunulmadığı, davalılar arasındaki borçlanma ilişkisinin muvazaalı olduğu" anlaşıldığından davanın kabulü ile takip ve dava konusu olan bononun ve bu bonodan dolayı yapılan takibin muvazaalı olduğundan iptaline, takip dosyası ile yapılmış haciz ve diğer işlemlerin iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan hacizler hakkında 6352 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekeceği, takip tarihi 05.07.2012’den önce olsa da, takip işleminin (haciz işleminin) ne zaman yapıldığının dikkate alınması gerekeceği-
237 Sayılı Taşıt Kanunu’nun 4. maddesinde kimlere makam aracı verileceği düzenlenmiş olup, belediye başkanının anılan yasa uyarınca kendisine makam aracı tahsis edilecekler arasında sayılmadığı; aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının da gerekmediği-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olmasının gerekeceği-