5302 sayılı Kanun'un 7/son fıkrası uyarınca, haczedilen hesaplar üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, proje karşılığı borçlanma yoluyla elde edilen gelir, vergi, resim ve harç veya şartlı bağış olup olmadıkları ya da hesaplardaki paraların kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerekip, maddede açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edildiği, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirleneceğinden, niteliği gereği belediyenin servis aracı, itfaiye aracı gibi araçlar ile fiilen kamu hizmetine tahsisli araçların haczi mümkün olmadığından, kamuya tahsis kararı haczedilmezlik şikayetinde gözönüne alınacak bir husus olmadığından mahkemece yapılacak iş haczedilen aracın fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığını tespit ederek oluşacak sonuca göre karar verileceği-
Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesinin haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Mahkemece, borçlunun haczi öğrenme tarihine göre meskeniyet şikayetini İİK'nun 16/1. maddesine göre yedi gün içinde yapıp yapmadığını tespit edilerek, şikayetin sürede olması halinde işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
“Haline münasip” ev kıstaslarını aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerlerin, maddede öngörülen amaca aykırı olduğu-
Haczedilmezlik şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabi olduğu, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı-
İcra müdürünün haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir taktir yetkisi bulunmadığı- İcra memurunun haciz istenen menkul malların bulunduğu taşınmazın 3. kişiye ait olduğu, borçlunun buradan taşındığı gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisinin bulunmadığı-
Hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkanın olmadığı, bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığı sonucuna varılmasının gerekeceği, borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı, böyle bir davranışın AİHM’nin AİHS’nin 6 § 1. ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddelerinin ihlali sonucunu doğuracağı gibi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunmakla, hukukça korunamayacağı, buna göre borçlu belediyenin, hesaptaki paraların haczedilmezliğini ispatlayamadığının kabulünün gerekeceği-
Borçlu belediyenin banka hesapları üzerine haciz konulduğu, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediyenin ispatlaması gerektiği-Hesaptaki paraların, vergi, resim ve harç niteliğinde olmaları veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıyor olmaları halinde (bu olgu belirlendiği takdirde) haczedilemeyeceği, hesapların havuz hesabı olduğunun belirlenmesi halinde ise, haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verileceği-