Alacaklı tarafın şikayet konusu taşınmaza ilişkin haciz istemi, tapuya işlenmiş olup, hacze ilişkin olarak borçluya tebliğ edilmiş 103 davetiyesi bulunmadığı gibi, borçlunun, icra dosyasında haczi öğrendiğini gösteren bir işlem de yapmadığı da anlaşıldığından, borçlunun haczi öğrendiği yönünde bir beyanını içermeyen ödeme taahhüdü ile hacizden haberdar olduğunun kabulü edilemeyeceği-
Şikayetçiler vekilinin feragatinin, meskeniyet şikayet hakkından değil, açılmış olan meskeniyet şikayetine ilişkin olması ve ayrıca önceki meskeniyet şikayetinden feragatin HMK. 311/1 (HUMK. 95/1.) uyarınca feragat edildiği tarih itibariyle sonuç doğuracağından, feragatten sonra açılan söz konusu meskeniyet şikayetinin mükerrer bir şikayet niteliğinde olmadığı, şikayetçi borçlu mirasçılarına icra takibinin yöneltilmediği aşamada meskeniyet şikayetinde bulunmaları ve sonrasında bu şikayetten vazgeçmelerinin henüz doğmamış meskeniyet şikayeti hakkında feragat anlamına geleceğinden feragatin hukuki bir sonuç doğurmayacağı-
Takip hukukunda asıl olanın alacaklının alacağına kavuşturulması olduğu hususu gözönünde bulundurularak, başka bilirkişi aracılığı ile borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar tespit edilip, belirlenen bu değer, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanının dosya borcuna ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
6183 s. K. mad. 70 uyarınca; borçlunun “hâline münasip” evi haczedilemeyeceği- İş mahkemesince, 6183 sayılı Yasanın 70’inci maddesinde hak düşürücü süre düzenlenmediği dikkate alınarak, davacının prim borçlusundaki konumu ve bu kapsamda şirket yetkili ve temsilcisi ise 506 s. K. mad. 80 kapsamında ve şartları var ise 6183 s. K. mad 35 ve mükerrer 35 kapsamında sorumluluğu irdelenerek, öncelikle, kendi adına düzenlenmiş bir ödeme emrinin var olup olmadığı, var ise usulüne uygun tebliğ edilip, takibin kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması; takip kesinleşmemesi halinde, davacıya ait olduğu belirtilen eve haciz konulamayacağı hususunun gözetilmesi suretiyle esasa girilmesi gerekirken, "İİK. mad. 82 gereğince davanın haczin öğrenilmesi tarihinden 7 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı" gerekçesi ile "davanın reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde, borçlunun haline münasip evin kıymeti belirlenirken, sadece taşınmazın arsa değeri ve meskenin kıymetinin belirlenmesi gerektiği, yani belirlenen bu değerin içinde borçlunun diğer ihtiyaçları için gerekli olan taşınmazın eklentilerinin değerlerinin bu değerin içinde yer almayacağı-
İller Bankası tarafından, yükümlü belediyenin genel bütçe vergi gelirleri payından yapılan kesinti ilgili belediye veya bağlı kuruluşun talebi doğrultusunda yapılacak bir idari işlem niteliğinde olup, anılan hükmün 5393 s. K.'un 15/son maddesinde yer alan haczedilmezliğe ilişkin düzenlemeyi ortadan kaldırdığından söz edilemeyeceği ve bu durumda borçlu belediye aleyhine başlatılan ilamsız takipte borçlu belediyenin İller Bankası'ndaki genel bütçe vergi gelirleri payının haczinin 5393 s. K.'un 15/son maddesi ve 5779 s. K.'un 7. maddesi gereğince mümkün olmadığı-
Taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olduğu ve borçlunun konulan her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunduğu- Taşınmazına konulan haczin bildirimine dair tebligatların usulüne uygun olmadığını da belirtildiğinden, mahkemece tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması gerekeceği-
Meskeniyet şikayetinin dinlenmesi için borçlunun sürekli o evde oturmasının şart olmadığı ve taşınmazın kiraya verilmesinin de meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmeyeceği- Meskeniyet şikayetine konu taşınmazda borçlu 1/4 oranında hissedar olup, taşınmazda kat irtifakı tesis edilmediği anlaşıldığından, mahcuz taşınmazın arsa ve bina toplam değeri üzerinden borçlunun hissesine düşen miktar tespit edildikten ve borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip alabileceği evin değeri açık ve net şekilde belirlendikten sonra, borçlunun hissesine düşen miktar, haline münasip alabileceği evin değerinden düşük ise meskeniyet şikayetinin kabulüne, hissesine düşen miktar, haline münasip alabileceği evin değerinden fazla ise taşınmazın satılarak haline münasip evin alınması için gerekli miktarın borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine ve taşınmazın haline münasip evi alabileceği değerden az olmamak üzere satılmasına karar verilmesi gerekeceği- Borçlunun çiftçilikle uğraşıp uğraşmadığı yöntemince araştırılmadan ve keşfe gidilip tarımsal faaliyette bulunulan şikayete konu yerlerde yürütülen tarımsal faaliyetle ilgilerinin ne olduğu saptanmadan tarım arazilerinin haczine ilişkin şikayetin sonuçlandırılamayacağı-
İcra mahkemesinin, taraflar gelmeseler bile meskeniyet şikayetini inceleyip sonuçlandırmak zorunda olduğu-
İcra memuruna tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haczi istenen taşınırın 3. kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisinin olmadığı, böyle bir durumda yapılması gereken işin, 3. kişinin istihkak iddiasının tutanağa geçirilip İİK'nun 97 ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletmek olduğu-